19 Mayıs 2018 Cumartesi

19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor


Merhabalar

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı heyecan coşku ve sevinçle yaşıyorum ve sizlerle bu duyguları paylaşıyorum.

Mustafa Kemal Atatürk’e doğum gününüz ne zaman dediklerinde 19 Mayıs olarak söylemiştir.



Geçmişe bir yolculuğa çıkalım ve neler olduğunu sizlere kısaca anlatmaya çalışayım. (Araştırma sonucu bu bilgilere ulaştım)

Mustafa Kemal Atatürk, 16 Mayıs 1919'da Samsun'a doğru yola çıktığında, İtilaf Devletleri görevlilerinin Bandırma Vapurunda silah aramalarının ardından, Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu'ya ne silah ne cephane götürüyoruz; biz ideali ve imanı götürüyoruz demişti.

Mustafa Kemal, Mondros M
ütarekesi'nin 30 Ekim 1918'de imzalanmasından sonra Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'ndan 3 Kasım 1918'de İstanbul'a döndü. Samsun'a gidinceye kadar 6 ay İstanbul'da kalan Mustafa Kemal, çeşitli temaslarda bulundu. Anılarında anlattığına göre, kendisini İstanbul'dan uzaklaştırmak ve Anadolu dağlarında çürütmek isteyenlerce 9. Ordu Müfettişliği ile görevlendirildi.

Ancak, Mustafa Kemal, m
üfettişliği kabul ederken, görevinin geniş yetkilerle donatılmasını sağladı. Öyle ki; Ankara'nın doğusunda kalan her yerden sorumlu hükümet yetkilisi konumundaydı.

Mustafa Kemal, 14 May
ısta, Damat Ferit Paşa'nın Nişantaşı'ndaki evindeki akşam yemeğinde yeni görevi konusunda görüşmelerde bulundu. Sadrazam'ın yanından ayrıldıktan sonra, Cevat (Çobanlı) Paşa ile arasında şu konuşma geçti:

- Bir şey mi yapacaksın Kemal?
- Evet Pa
şam, bir şey yapacağım.
- Allah muvaffak etsin.
- Mutlaka muvaffak olaca
ğız.

Harbiye Naz
ırlığı (Savaş Bakanlığı) bünyesinde görev yapan İngiliz irtibat subayı John G. Bennett de Mustafa Kemal'in olağanüstü yetkilerinden şüphelenmişti. Bennett, Mustafa Kemal ve karargahın yol iznini imzalamakta tereddüt geçirmişti.

İzmir'in işgal edildiği 15 Mayıs günü ise Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanlığında Cevat (Çobanlı) ve Fevzi (Çakmak) paşalara, sonra da Babıali'de bazı hükümet üyelerine veda etti. Aynı gün, Yıldız Sarayı'nda Padişah Vahdettin tarafından kabul edilen Mustafa Kemal, daha sonra Bandırma Vapuru Kaptanı İsmail Hakkı (Durusu) Bey'i, Şişli'deki evine çağırarak yolculukla ilgili bilgi aldı.

“ BANDIRMA VAPURU KARADEN
İZ'DE BATIRILACAK

Mustafa Kemal, 16 Mayısta Cuma selamlı
ğından sonra Padişah Vahdettin'e veda etti. Şişli'deki evinde annesi ve kız kardeşiyle vedalaşan Mustafa Kemal Paşa, yola çıkışındaki kritik saatleri şöyle anlatmıştı:

Otomobil kapı önünde idi. Tam o sırada gelerek beni büroma götüren bir dostum (Rauf Orbay), aldığı bir habere göre, benim ya hareketime müsaade edilmeyeceğini yahut vapurun Karadeniz'de batırılacağını söyledi. Yıldırımla vurulmuşa döndüm. Daha sonra vaktiyle uzun müddet yanımda çalışan bir erkânı harp (kurmay) da gelerek, maiyetinde çalıştığı bir damattan aynı şeyleri öğrendiğini bildirdi.

Bir an yalnız kaldım ve dü
şündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti: Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz'in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak artık benim için yakalanmak, hapsolmak, sürülmek, düşündüklerimi yapmaktan men edilmek, hepsi ölmekle eşit idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata Rıhtımına geldim.

Sandallarla gidilen Band
ırma Vapurunda, Kız Kulesi açıklarında İtilaf Devletleri denetim görevlilerince silah ve kaçak malzeme arandı. Arama sürerken, kaptan yerinde bulunan Mustafa Kemal'in kararlılığı göstermek amacıyla hareket hazırlıklarını çabuklaştırması söylediği yirmi yedi yıllık ihtiyar kaptan” demir aldırmaya başladı.

Subaylar
ın gemiyi terk etmelerinin ardından Karadeniz'e yönelen Bandırma'nın güvertesinde Mustafa Kemal Paşa, yanındakilere, şunları söyleyecekti:

Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu'ya ne silah ne cephane götürüyoruz; biz ideali ve imanı götürüyoruz.

SAMSUN'A AYAK BASANLAR

Mustafa Kemal Pa
şa, Boğaz'dan Karadeniz'e çıkarken, kaptana tehlike ihtimallerini anlattığında, İsmail Hakkı Bey, Ne aksi, bu denizi pek iyi tanımam, pusulamız da bozuk... cevabını vermişti.

G
üç koşullar altında süren yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'a ulaşan Mustafa Kemal ve beraberindekiler, askeri bando eşliğinde halk tarafından sevgiyle karşılandı.

Mustafa Kemal ile Samsun'a ayak basan
9. Ordu Kıtaatı Müfettişliği karargâhında şu kişiler bulunuyordu:

3. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet (Bele)
Kurmay Albay Kaz
ım (Dirik), Müfettişlik Kurmay Başkanı
Kurmay Yarbay Mehmet Arif (Ay
ıcı), Kurmay Başkan Yardımcısı
Kurmay Binba
şı Hüsrev (Gerede), Birinci Şube Müdürü
Binba
şı Kemal (Doğan), Müfettişlik Topçu Kumandanı
Dr. Albay
İbrahim Tali (Öngören), Ordu Sıhhiye Başkanı
Dr. Binba
şı Refik (Saydam), Sıhhiye Başkan Yardımcısı
Y
üzbaşı Cevat Abbas (Gürer), Müfettişlik Başyaveri
Üsteğmen Muzaffer (Kılıç), Müfettişlik İkinci Yaveri
Y
üzbaşı Ali Şevket (Öndersev), Müfettişlik Emir Subayı
Üsteğmen Hayati, Kurmay Başkanı Emir Subayı
Y
üzbaşı Mümtaz (Tünay)
Yüzba
şı İsmail Hakkı
Y
üzbaşı Mustafa (Süsoy), Karargah Komutanı
Üsteğmen Abdullah, İaşe Subayı
Birinci S
ınıf Katip Faik (Aybars), Şifre Katibi
D
ördüncü Sınıf Katip Memduh, Şifre Katibi Yardımcısı
Üsteğmen Hikmet (Gerçekçi) Refet Bey'in Yaveri.

İLK GÖSTERİLERİ HASTA OLMASINA KARŞIN İZLEDİ

Atatürk, 1938 yılında Ankara (19 Mayıs) Stadyumu'nda, “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilk kez yapılan gösterileri hasta olmasına kar
şın izledi.


Atatürk, gençlerin spor gösterilerini izlerken yanında konuğu Yugoslav generali Nediç vardı. Şair Mithat Cemal (Kutay) o 19 Mayıs”ı, Atatürk'ün çok beğendiği şu dörtlükle dile getirmişti: Bazı biçaredir sıfırlardan / En müselsel asırların sayısı. / Bazı bir günde bir asır vardır: / Mesela Türk'ün 19 Mayısı.


19 May
ıs aynı yıl 20 Haziranda “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun”a ek yapılarak, resmen bayram ilan edildi. Böylece Cumhuriyetin ilk yıllarından, resmen bayram ilan edildiği tarihe kadar, Mayıs ayının üçüncü cuma günü kutlanan idman bayramı” ya da jimnastik şenlikleri, Atatürk döneminde kabul edilen milli bayramların sonuncusu oldu.

Ancak, 10 Kas
ım 1938'de yaşama gözlerini yuman Atatürk, resmen ilk kez 1939'da kutlanan Gençlik ve Spor Bayramı'nı izleyemedi.

Bayram
ın adı 1980 yılından sonra yapılan düzenlemeyle de “19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı” olarak değiştirildi.

ATATÜRK'ÜN GENÇLER ve 19 MAYIS İÇİN SÖYLEDİĞİ SÖZLERİ

"Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz... benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

"Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri (Türkiye Cumhuriyetini) ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak."

"Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir."

"Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol..."

"Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır."

"Ben Samsun’u ve Samsun Halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsunluların hal ve durumlarında gördüğüm gözlerinden okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık ; ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmişti..."

19 Mayıs Ulusal Egemenliğin başlangıç günüdür.

Bütün ümidim gençliktedir. Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik.

Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın

Ölmeden Önce Ölmek!

  Merhabalar. Uzun bir zaman oldu yazmayalı ve yayınlamayalı… 2020 yılı itibariyle yaşamımızda yeni durumlar oldu ve yaşandı. Kimi az et...