Merhabalar.
Sevgili blog yazarları yeni bir heyecanla sizlerle
buluşuyorum.
Bu konuyu neden yazmak istediğimi açıklamak gerekirse,
insanların biraz daha bilinçli olmasını istediğim için yazıyorum.
Öncelikle tanımları yapmak istiyorum ve devamında kendimce
anlatım yapacağım.
Öğrenme; yaşam boyunca bireyin tekrarlama sonucunda
davranışlarında kalıcı veya kalıcı olmasını istediği değişikliğe denir.
Tüm canlıların yaşamını devam edebilmesi için önce temel
ihtiyaçlarını karşılamayı öğrenmesi gerekir.
Bitki ve hayvanların öğrenmesi içgüdü olarak öğrenilmiş bir
halde yaşama başlıyorlar.
Sincap, kunduz, kuşlar ve böcekler v.b canlılar yaşamlarını
başlangıcı içgüdü olarak programlanmış bir halde dünya ya gelirler. Koruma ve
korunmak ilk adım oluyor sonra ise annenin yemek bulması geliyor. Yemek bulmak
konusunu da o kadar kolay olmuyor.
Bitki konusunu unuttuğumu sanmayın! Bitkiler toprak, su ve
güneş ihtiyacını nasıl biliyor sizce?
Bitkilerin yapısı çözülmesi gereken canlılar arasında her
zaman dikkatimi çekiyor.
Gül, papatya, lale ve karanfil gibi çiçekler hem kokusu hem
de görünüşü çok hoşuma gidiyor.
Bitki ve hayvanlar insanlara göre daha sistamik ve daha
düzenli bir yaşam döngüsünde bulunuyorlar.
Refleks; dışarıdan gelen ısı, ışık ve ses gibi uyarılara
vücudun ani tepki göstermesine denir.
Refleks, insanlar için otomatik olarak öğrenmenin en güzel
davranış hali diyebilirim.
İnsanlar günümüzde okumayı zaman kaybı olarak görüyorlar,
araştırmayı ve çaba harcamayı pek istememektedir.
Bunun sebebi bence; neredeyse her şeyi teknoloji hızıyla
öğrenmeyi istiyorlar. Ancak hızlı öğrenip hızlı unutuyorlar. Yaptıkları sadece
geçici olarak ezberleme oluyor.
Öğrenmenin kaynağı, eğitim-öğretim, kendi yaşadıklarımızdan
ve başkalarının geçmiş deneyimlerine dayanır.
Eğitimci olarak deneyimlerim her geçen gün daha da artıyor.
Bu işin en güzel tarafı yeni insanlar tanımak ve her tipte insanları görme
şansım olması.
Ve tabi ki eğitimci kendisini her zaman geliştirmeli ve
geliştirmeye devam etmeli ki en iyi şekilde öğretebilsin.
Öğrenmek ile ilgili bir söz paylaşmak istiyorum sizlerle.
‘’Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini
sanmak tehlikeli bir hastalıktır’’ (Lao – Tzu)
Öğretmek; bir kişiye veya toplu olarak kişilere bilmediği,
bilmek istediği konu veya konularda bilgi ve beceri sahibi olmasını sağlamak
denir.
Eğitimci ve öğretmenlere bu konuda yazabileceğim birkaç
önerim olacak nacizane.
Diploma almak değil bahsetmek istediğim. Diplomayı aldıktan
sonra, o bilgiye yakışır şekilde görevini severek yapıyorsa ve işinde öncelik
olarak maddiyat düşünmüyor ise o kişi iyi bir eğitimci, öğretmen olur ve
herkesin sevdiği bir insan olur.
Ayrıca öğretim yaparken, kişinin anlayış kapasitesini de
ölçerek yaparsa, hem kendisini daha iyi hissedecek hem de öğrettiği kişi daha
rahat bir şekilde öğrenecektir.
Son olarak eğitimci ve öğretmenlere yazmak istediğim, bilgi
olarak donanımlı olmak önemli tabi ki ancak bu donanımı doğru şekilde kullanmak
(saygılı ve sevgi içinde öğretmek) daha da önemli.
Öğretmek bilgisiyle ilgili bir söz paylaşmak istiyorum
sizlerle.
‘’Ne kadar bilirsen bil, karşındakinin anladığı kadarsın’’
(Mevlâna)
Bugünlük yazımın sonuna geldim ve bir sonra ki yazımda
buluşmak ümidiyle (en kısa zamanda)
Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız
dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder