Merhabalar…
Hikâye
tadında yazımın 4. son bölümünü (Kıyamet) yeniden düzenleyip sizlerle paylaştığım için sevinçli ve
heyecanlıyım.
…………………………………………………………………………………………………….
Kuzey
ve güney kutbu sınırında olaylar tüm heyecanıyla yaşanmaya devam ediyordu.
Buz Kralı tarafından
çevresi sarılan Prenses İklim ne yapacaktı?
Bire bir karşılaşma nasıl sonuçlanacaktı? Her iki tarafın nefesleri tuttuğu
anlardı. Sessizlik hâkimdi.
Sessizliği
bozan bir ses duyuldu. Uzaklardan gelen iki haberci vardı. Her ikisi de ayrı
yönlerden geliyordu. Birisi önce ki bölümlerden bildiğimiz Şahin ve diğeri ise ilk kez görünen Kuzgun.
Habercilerden
Şahin mesajını Prenses
İklime diğer haberci Kuzgun
ise Buz Kralına mesajını iletmek için
meydana indiler.
Kuzgun
güney kutbunda ki durumu Buz Kralına
anlatmaya başladı.
’’Sayın
Kralım anneniz Hava ve kardeşiniz Kıvılcım maalesef kaçırılmış ve şuan güney kutbunda’’
Buz Kralı kızgın
ve şiddetli haliyle ’’Nasıl olur? Buna kim cesaret eder?
Kuzgun
’’Sayın Kralım sizin mekâna Yeti gelip Camgözü alt edip kaçırmış. Prenses İklimin bölgesinde Kış ile birlikte olduğunu öğrendik.’’
Buz Kralı
daha da hiddetlenerek ’’ Demek öyle oldu? Camgözü paramparça edeceğim. Yetiyi yakın takibe alın. Onunla da ayrıca
hesaplaşacağım.’’
Prenses İklimin
habercisi Şahin ’’Hava
ve Kıvılcım güvende Kışın
yanında ve gerçek gücünün ortaya çıkması için Kış
elinden geleni yapıyor. Ayrıca birazdan Su
da burada olacak.’’
Prenses İklim
habercisi Şahine önce sessizce bir şeyler
söyledi ve sonra da ’’Hemen geri onların yanına gidip bu durumu Kışa haber ver hazırlıklı olsunlar’’ dedi.
Şahin
hemen güney kutbunun tarafında doğru uçmaya başladı.
Buz Kralı
habercisi Kuzguna ’’Şahinin peşinden git ve haberi vermesini
engellemek için diğerlerinden yardım al.’’
Kuzgun
hemen Şahinin peşine düştü ve takibe
başladı. Tek başına Şahinle baş
edemeyeceğini iyi biliyordu. Bunun için diğerlerine haber vermek sesler
çıkardı.
Buz Kralı
öfkeli bakışlarıyla ’’ Ve gelelim Prenses İklim
sana…’’
Prenses İklim
’’Hava ve Kıvılcımı
o halde iken orada bırakacak değilim, tabi ki benim yanımda daha güvendeler. Yeti ise çok merhametli olduğu için bize yardım
etti.’’
Buz Kralı
’’Yeter artık Prenses İklim bu kadar çok
konuştuğun’’ yanındakilere ’’Prenses İklimi hemen
esir alın.’’
Prenses İklim
’’Buz Kralı kendine güvenemiyor musun? Bire
bir karşılaşma yapalım.’’
Buz Kralı
bu sözler karşısında gururuna yediremez ve karşılaşmayı kabul eder.
Çevresindekilere
’’Geri çekilin bu işi bitirmenin vakti geldi.’’ Ve ellerini, kolları iyice soğutup
buz halini alması için gücünü kullandı. Buz gücüyle kılıç ve koruyucu kalkan
şeklinde buz kütlesi oluşturdu. Gözleri buz mavisi şeklini ve nefesi dondurucu
soğuk halini aldı. Kızgınlığı arttıkça gücü de artırıyordu. Etrafında buz
soğukluğu dumanı çıkıyordu.
Buz Kralı
taraftarları bu durumu ilk kez görüyorlardı. Şaşkınlık içinde desteklerini
göstermek için sevinç naraları atıyorlardı.
Prenses İklim
bu durum karşısında endişe ve panik duymuyordu.
’’Gökyüzünün
ve yeryüzünün tüm gücü adına’’ diyerek çevresinde bir takım değişimler olmaya
başladı. Herkes şaşkınlık içinde dört mevsimi yaşamaya başladı.
Prenses İklim
dört mevsimin gücünü kendinde toplamıştı. Buz Kralına
hitaben konuştu:
’’Buz Kralı seni son kez uyarıyorum. Henüz iş işten
geçmeden düzeltebiliriz. Kuzey kutbuna yaptıklarını güney kutbuna yapmana izin
veremem. Ayrıca gökyüzü ve yeryüzü güzelliklerle dolu neden bu güzellikleri
görmek yerine yok ediyorsun?
Prenses İklime
hitaben dedi ki:
’’Güçlü
olmak, kazanmak, yeryüzünü kontrol etmek için her şeyi yaparım. Buna engel
olamazsın. Soğuğun gerçek gücünü görüyorsun ve biraz sonra da hissedeceksin.
Burada işim bitince annemi ve küçük kızını görmeye gideceğim.’’
Prenses İklim
’’Olacakların sebebi sensin ve kazanamayacaksın!’’
Buz Kralı
bu sözlerden sonra Prenses İklime ilk
hamleyi kartopu şeklinde buz atarak yapmış oldu. Prenses
İklim kartopunu sıcaklık etkisiyle eritti ve hamleye karşılık vermek
için yağmur damlalarını Buz Kralının üzerine
doğru yağdırdı. Buz Kralı damlalardan
etkilenmemek için buzdan bir kubbe yaptı.
Prenses İklim
güçlerini sırayla kullanmaya başladı. Buz Kralı
yaptığı kubbeyi daha da güçlendirerek kendini savundu.
Derken
buz kubbeden soğukluk belirtisi dumanları çıkmaya başladı. Dumanları görünmemek
için kullanan Buz Kralı bir elinde buzdan
kılıç diğer elinde de buz kalkanı ile Prenses İklime
hamle yapmak için iyice yaklaştı. Prenses İklim
dumanların arasında kalmıştı ve çevresini göremiyordu.
Derken
Buz Kralı kalkanı ile Prenses İklime vurunca sarsıldı ve buzdan
kılıcıyla omuzundan yaraladı. Soğuk nefesiyle dondurmaya başladı. Prenses İklim bu ani darbeler karşısında
yaralandığı için tepki verememişti.
Buz Kralı
kimse yardıma gelemesin diye çevresini buzdan duvarlar yapıp kale gibi
engellemeye çalışıyordu. Her iki tarafta bir şey göremiyordu. Neler olduğunu
merak ediyorlardı.
Duman
dağıldı ve her yer görünür oldu. Prenses İklim
tamamen donmuştu ve zor nefes alıyordu. Buz Kralı
merhametsiz şekilde kendince gururlu haliyle başında duruyordu.
Buz Kralının
tarafı sevinç naralarıyla Prenses İklimin
tarafına saldırmaya başladı. Ancak 5’e 4 olan saldırıda Buz Kralının tarafı Prenses İklimin
tarafını esir almıştı.
Buz Kralı
da Prenses İklimin o halini kazanma hırsıyla
izliyordu.
O
sırada beklenen Su geldi ancak geç kaldığı
için yardım etmesi çok zor görünüyordu.
Buz Kralı
soğukluk gücüyle Suyu dondurdu ve hareketsiz
kalmasını sağladı.
Buz Kralı
’’Esirleri etkisiz hale getirin.’’ ’’Güney kutbunda henüz işim bitmedi!’’
Bu
sırada Şahin güney kutbunda ki Kışın yanına
haber vermek için yoldaydı. Ancak peşinde Kuzgunun olduğunu bilmiyordu. Kuzgun tek başına değildi.
Şahin
dinlenmeden uçuyordu. Yorgunluk nedir bilmeden…
Kayalıklara
doğru yaklaşıyordu. Bu kayalıklarda yüksek ve dar geçişler vardı. Kuzgun için bir fırsat
yeriydi. Bunu değerlendirecekti.
Kuzgun
sessiz bir şekilde yaklaştı. Yukarıdan yakından takibe geçmişti. Kayalığın
girişini geçince dar yere gelince sert bir şekilde dalış hareketiyle Şahinin kanatlarına hamle yaptı.
Şahin
birden sarsıldı ve kanadının birisini kayalığa çarpıp yaralandı. Kuzgun yaralanan
Şahinin yanına geldi. Ve alaycı halde konuşmaya
başladı:
Kuzgun
’’Bu kayalıklar çok tehlikeli değil mi Şahin?’’
’’Kanadın da yaralanmış ve uçamıyorsun’’
Şahin
’’Kanadım yaralanmış olabilir. Ancak umudumu yaralayamazsın!’’ ’’Beni pusuya
düşürmüş olabilirsin. Ancak yolumdan çeviremezsin!’’
Kuzgun
’’Bilmiş gibi böyle konuşmak sana fayda vermez. Haberi ulaştıramayacaksın.’’
Şahin
’’Prenses İklimin bu sefer ki habercisi ben
değilim. Ben yolun güvenli olup olmadığını anlamak için öncüyüm. Asıl haberci Atmaca! Ve haberi vermek üzeredir.
Kuzgun
’’Nasıl olur? Atmaca orada bile değildi.’’
Şahin
’’Gizlenme konusunda çok iyidir. Gece gölge nasıl görünmezse Atmaca da öyledir.’’
Kuzgun
’’Demek öyle! Buradan kurtulamayacaksın.’’ Yanında gelen diğerlerini orada
beklemek için bıraktı. Ve Buz Kralının
yanına doğru uçtu.
Bu
arada Şahinin dediği gibi Atmaca haberi vermek üzere Kışın yanına gelmek üzereydi.
Kıvılcım
çeşitli eğitimlerle daha iyi savunma şekillerini öğreniyordu. Kış saldırı öğretmiyordu. Çünkü hem zaman yoktu
hem de Buz Kralı saldırılarına karşılık
vermeye imkân bulamayacaktı.
Kıvılcımın
gücünün kaynağı; Güneş ışıklarıyla birlikte kendini iyi hissetmesi önemliydi ve
sevgi duygusunun artması gücünü daha da artırıyordu. Annesi Havanın sevgisini hissediyordu. Kışı da sevmeye başlamıştı. Güneş ışıkları pırıl
pırıl sımsıcak haliyle yeryüzüne ulaşıyordu.
Uzaklarda
gökyüzünde Atmaca görünmeye başladı. Ve
haberi vermek için yeryüzüne indi.
Atmaca
’’Sayın Hava, Kıvılcım
ve Kış sizlere Prenses
İklim den önemli haberler getirdim.’’
’’Buz Kralı sizlerin burada olduğunu öğrendi ve
öfkeli bir halde buraya geleceğini söyledi’’
’’Prenses İklim ve yanında varlığını iyilik uğruna
feda etmeye hazır olanlar maalesef esir alındılar.’’
Hava
ve Kış birbirine baktı ve Kıvılcıma baktılar düşünceli bir halde.
Hava
’’Prenses İklim elinden geleni yapmıştır. Buz Kralı buraya doğru geliyorsa hazırlıklı
olmalıyız. Kıvılcım karşılaşmaya hazır mı sence Kış?’’
Kış
’’Sayın Hava kızınız Kıvılcım sadece savunma tekniklerini öğrenebildi. Buz Kralı yola çıkmıştır. Aklımda bir planım var.
Sürpriz olacak gelenlere…’’
Kış
planını Havaya anlatmaya başladı. Hava kızı Kıvılcımı
Kışa emanet etti ve yola çıktı.
Bu
sırada Buz Kralı yoldaydı. Ve güney kutbunun
içlerine doğru ilerliyordu. Rüzgâr,
Fırtına, Tayfun, Tornado (Hortum) ve Kar ile birlikte geliyordu.
Prenses İklim
ve arkadaşları yaralı halde esir olmuşlardı ve başlarında Kara bulutlar bekliyordu.
Kıvılcım
annesinin gittiğini görünce Kışa ’’Annem
nereye gidiyor?’’ dedi.
Kış
’’Merak etme Kıvılcım bize yardım edecek ve her
şeyi düzeltebilecek varlıktan yardım istemeye gitti. Umarım en kısa zamanda
buraya gelirler’’
Kış
daha sonra Atmacaya dönerek ’’Şahine yardım için geri gitmelisin. Başına bir iş
gelmiş olmalı yoksa buraya gelirdi.’’ Ve söyleneni yapmak için hemen yola
çıktı.
Kıvılcımı
yanına çağırdı ve Kış konuşmaya başladı:
’’Sevgili
Kıvılcım. Abin yani Buz
Kralı senin ve annen için kötü bir niyetle buraya geliyor. Bu durumda
seninle önce konuşup moralini bozacak ve daha sonra da saldıracak. Senden onu
oyalamanı istiyorum. Saldırılarına karşı sana öğrettiğim savunma tekniklerini
kullanmanı istiyorum. Ben yanında olacağım merak etme…’’
Kıvılcım
’’Sevgili Kış sana güveniyorum ve
söylediklerini yapacağım’’
Bu
sırada uzaklardan gelen ancak görünmeyen bir şeyler vardı. Gelen Buz Kralının ta kendisiydi. Korkutucu ve
gösterişli haliyle yaklaşıyordu. Ve Kış
hemen ileriye doğru yöneldi ve dedi ki:
Buz Kralı
’’Görüyorum ki tek başına kalmışsın. Bana karşı bir tek sen mi kalmışsın.
Küçük
kız kardeşim Kıvılcım bana öyle bak lütfen ben
senin abinin. Bu arada Sevgili annemi de göremiyorum.’’
Kış
’’Buraya iyi niyetle gelmediğini hepimiz biliyoruz. Sevgili Hava burada değil ancak yakında gelir. Kıvılcıma zarar vermene izin vermeyeceğim.’’
Buz Kralı
’’ Demek öyle diyorsun Kış. Senin gibilerle
ben uğraşmam. Bunun için seninle özel olarak Kar ilgilenecek. Bende Sevgili kız kardeşim ile
ilgileneceğim.’’
Bu
sözlerden sonra Kar
ileriye atıldı ve Kışın karşına geçti.
Kar
’’Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Seninle özel olarak ilgilenmeyi çok istedim.’’
Kış
’’Evet uzun zaman oldu ve yaptıklarını unutmadım. Bende bu anı bekliyordum. Sen
benden bir parçaydın. Ancak bu yolu sen seçtin. Güçlü olma hırsı senin
gözlerini kör etti.’’
Kar
’’Sen beni anlamadın ve artık anlayamazsın. Konuşmak yerine gücümü
göreceksin!’’
Kış
’’Asıl güç içten gelir ve söz ile kendini gösterir. Savaşmak son çaredir.’’
Kar
bu sözlerden sonra hamle yapmak için daha da yaklaştı. Büyük kartopları
oluşturmaya başladı. Onlarca büyük kartoplarını Kışın
üzerine doğru attı. Kış buna gülümseyerek
aynı şekilde büyük kartopları oluşturdu ve diğerlerine doğru attı. Kar
sinirlenmişti. Kendini büyük bir hale getirip Kışa
yumruk atmak için iyice yaklaştı. Kış bu
hamle karşısından Kara
doğru yürümeye başladı. Her ikisi de hızlanmıştı yumruklarını hazırlamıştı. Ve
derken o beklenen çarpışma oldu. Ortalık bembeyaz toz halini almıştı.
Görünmüyorlardı.
Bu
sırada Buz Kralı da Kıvılcıma
doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı:
’’Sevgili
kardeşim görüyorum ki tek başınasın ve annemiz Hava
seni bırakıp gitmiş. Seni sevseydi bırakıp gitmezdi. Bak ben geldim yanına…’’
Kıvılcım
’’Sen abim olabilirsin ama sen beni sevmiyorsun. Annem beni bırakıp gitmedi
geri gelecek. Sen göründüğün gibi buzdansın ve hiç sevgi hissi yok. Gücün
kölesi olmuşsun’’
Buz Kralı
sinirlenmeye başladı ’’Boyundan büyük laflar ediyorsun. Böyle konuştuğuna
pişman olacaksın!’’ dedi ve Rüzgâr
ve Fırtınaya işaret
edip Kıvılcımın çevresini sardılar.
Kıvılcım
durumdan habersizdi. Rüzgâr
ve Fırtına sessizce Buz Kralının işaretini bekliyordu.
Buz Kralı
içindeki soğukluğu iyice artırdı. Gözleri buz mavisi oldu. Elleri kolları buz
şeklini aldı. Kıvılcıma adım adım yaklaşıyordu. Kıvılcım ise kendini savunmadan başka şansı yoktu.
Buzdan okları atmaya başladı. O kadar çoktu ki buzdan oklar sayısı
sayılamıyordu. Kıvılcım yetişebildiği kadarını
eritti. Ancak birkaç tanesini eritemedi. Sıyrıklar halinde yaralar almıştı. Sıcaklık
gücü biraz azalmıştı. Derken Buz Kralı
elinde buzdan kılıç ile Kıvılcıma vurmaya
geliyordu. Kıvılcım yerden kalkıp birkaç adım
geri attı. Ve sesini yükselterek Kış diye
bağırdı.
Kış
bu sese tepkisiz kalamadı. Bembeyaz toz şeklinde tanelerinin arasından ’’Buradayım
geliyorum’’ diye seslendi. Kar
ile çarpışmasından yara almadan kurtulmuştu. Kar yarı baygın halde yerdeydi. Kış oradan hemen Kıvılcımın
yanına gitmeye başladı.
Buz Kralı
hemen Tayfun ve Tornadoya (Hortum) ’’Kışı durdurun ve işini bitirin’’ dedi.
Onlarda
hemen Kışı durdurmak için saldırıda
bulunmaya başladılar. 1’e 2 olarak karşılaşma oldu.
Kıvılcım
bu durumu görünce Kışın gelemeyeceğini
anladı. Buz Kralı hamle yapmak için yanına
gelmişti. Fırtına ve Rüzgâr hamle yapıp Kıvılcımı şaşırtmaya başladı. Kıvılcım
ne yapacağını bilmez bir halde 3 taraftan çevresi sarılmış ortada kalmıştı.
Hamleler devam ediyordu. Buz Kralı buzdan
kılıcını gökyüzüne kaldırdı ve tam Kıvılcıma
vurmaya hazır iken;
Yeryüzü
sarsılmaya başladı ve gökyüzünde anlam verilemeyen olaylar oluyordu.
Ve
Buz Kralına hitaben bir ses duyuldu:
’’Yeryüzünde
ve gökyüzünde istediğin gibi davranabileceğini mi sandın? Sana verilen hür
iradeni iyiye kullanmadın. Kendi hırsının peşinden koştun ve merhametten uzak davrandın.
Yeryüzü ve gökyüzü tek bir varlığa değil yaratılan bütün varlıklara aittir.
Yaşamın var olduğu canlıların ortak evidir.’’
Kıvılcıma
hitaben bir ses duyuldu:
’’Kendini
savunman için ve eşit bir karşılaşma olması için sıcaklığın özü olan Ateşin saf gücünü sana veriyoruz.’’
Kıvılcım
gökyüzüne yükseldi. Saçlarından ayaklarına kadar ateş şeklini almıştı. Artık
daha farklıydı. Saf ateş olmuştu. Kıvılcım
yerine Ateş Prensesi demek daha doğruydu.
Buz Kralı
bu durumda karşısında karışık duygular içindeydi. Endişeli ve kaybetme hissi
vardı.
Ateş Prensesi
ve Buz Kralı karşı karşıya gelmişti.
Nefesler tutulmuştu. Oradakiler donmuştu adeta ve nasıl bir karşılaşma
olacağını merak ediliyordu.
İlk
hamleyi Buz Kralı yaptı. Ancak saf ateşe karşı attığı buzların hiçbir etkisi
yoktu. Yaklaşmadan eriyorlardı ve buhar olarak gökyüzünde kayboluyordu.
Kıvılcım
yani Ateş Prensesi hamle yapmak ve Buz Kralına hak ettiği cezayı vermek üzere
çevresini ateş çemberi halinde kapattı. Kaçacak ve gidecek yeri kalmamıştı.
İyice yanına yaklaştı.
Ateş Prensesi
’’Gücün sana yardım edemez haldesin. Sana 2 seçenek veriyorum. Senin gibi
merhametsiz değilim.’’
Buz Kralı
’’Sen benim küçük kız kardeşimsin. Abini yok mu edeceksin?’’
Ateş Prensesi
’’Şimdi mi anladın kız kardeşin olduğum? Abim gibi davranmadın!’’
Buz Kralı
’’Şu an çok pişmanım. 2 seçeneğin nedir?’’
Ateş Prensesi
’’son pişmanlık fayda etmez’’
’’1.
seçeneğin; her şeyi düzeltip iyi biri olarak yaşamaya devam etmek.’’
’’2.
seçeneğin; kötü biri olarak yaşamını sonlandırmak’’
Buz Kralı
’’Her şeyi düzeltmeyi kabul ediyorum.’’
Ateş
Prensesi bu sözlerden sonra Buz Kralının
çevresinde ki ateş çemberini kaldırdı.
Buz Kralı
ateş çemberi kaldırılınca kurtulmanın vermiş olduğu hevesle konuşmaya başladı.
Buz Kralı
’’Ne kadar çabuk inanıyorsun’’ kötü bir gülüş ile kahkahalar attı.
’’Beni
yenme şansını kaybettin. Ben olsaydım hiç düşünmeden acımazdım’’ Kaçmaya
başladı.
Ateş
Prensesi ’’Sana verdiğim son şansı da kaybettin. Şimdi hak ettiğini
göreceksin.’’
Buz Kralı
kaçtığını sanıyordu. Ancak öyle olmadığını anlayacaktı. Yeryüzünden ateşler
çıkmaya başladı. Dağlardan lavlar çıkmaya başladı. Gökyüzüne doğru da
yükseliyordu.
Ateş Prensesi bu
sefer abisine merhamette bulunmayacaktı.
Buz Kralı
’’Kız kardeşim tamam durdur lavları lütfen yapma!’’
Ateş Prensesi
’’Hayır sen buna layık değilsin! Bu senin kıyametin ve bunu yaşayacaksın!’’
Ve
lavlar arasında kalan Buz Kralı buhar olup
yok oldu. Oradakiler gözlerine inanamamıştı.
Ve
Ateş Prensesi lavları durdurdu. Ancak içten içe
bir acı duyuyordu.
O
sırada annesi Hava geldi. Ve kızının bu
haline çok üzüldü ve neler olduğunu sordu. Karşılıklı olarak konuştular. Olan
bitine anlattı ve ağlamaya başladı. Ağladıkça ateşin saf gücü azalıyordu.
Tekrar eski haline Kıvılcım şeklini almaya
başladı.
Esir
olan Prenses İklim ve yanındaki arkadaşları
da kurtulmuştu. Buz Kralı tarafında olanlar
bu olaylar karşısında yaptıklarının hatalı olduğunu anlamışlardı. Atmaca da Şahini
kurtarmıştı.
Kısacası;
her şey güzel ve olması gereken durumuna dönmüştü.
’’Kötülük kazanacak gibi görünse de iyilik eninde sonunda
kazanır.’’
…………………………………………………………………………………………………….
Sevgili
okuyucular, heyecanlı bir halde yazımın sonuna geldim.
Daha farklı yazılarla sizlerle tekrar buluşmak ümidiyle…
Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…