27 Şubat 2018 Salı

Ateş ve Buz (Kıyamet)

Merhabalar…

Hikâye tadında yazımın 4. son bölümünü (Kıyamet) yeniden düzenleyip sizlerle paylaştığım için sevinçli ve heyecanlıyım.
…………………………………………………………………………………………………….

Kuzey ve güney kutbu sınırında olaylar tüm heyecanıyla yaşanmaya devam ediyordu.

Buz Kralı tarafından çevresi sarılan Prenses İklim ne yapacaktı? Bire bir karşılaşma nasıl sonuçlanacaktı? Her iki tarafın nefesleri tuttuğu anlardı. Sessizlik hâkimdi.

Sessizliği bozan bir ses duyuldu. Uzaklardan gelen iki haberci vardı. Her ikisi de ayrı yönlerden geliyordu. Birisi önce ki bölümlerden bildiğimiz Şahin ve diğeri ise ilk kez görünen Kuzgun.

Habercilerden Şahin mesajını Prenses İklime diğer haberci Kuzgun ise Buz Kralına mesajını iletmek için meydana indiler.

Kuzgun güney kutbunda ki durumu Buz Kralına anlatmaya başladı.

’’Sayın Kralım anneniz Hava ve kardeşiniz Kıvılcım maalesef kaçırılmış ve şuan güney kutbunda’’

Buz Kralı kızgın ve şiddetli haliyle ’’Nasıl olur? Buna kim cesaret eder?

Kuzgun ’’Sayın Kralım sizin mekâna Yeti gelip Camgözü alt edip kaçırmış. Prenses İklimin bölgesinde Kış ile birlikte olduğunu öğrendik.’’

Buz Kralı daha da hiddetlenerek ’’ Demek öyle oldu? Camgözü paramparça edeceğim. Yetiyi yakın takibe alın. Onunla da ayrıca hesaplaşacağım.’’

Prenses İklimin habercisi Şahin ’’Hava ve Kıvılcım güvende Kışın yanında ve gerçek gücünün ortaya çıkması için Kış elinden geleni yapıyor. Ayrıca birazdan Su da burada olacak.’’

Prenses İklim habercisi Şahine önce sessizce bir şeyler söyledi ve sonra da ’’Hemen geri onların yanına gidip bu durumu Kışa haber ver hazırlıklı olsunlar’’ dedi.

Şahin hemen güney kutbunun tarafında doğru uçmaya başladı.

Buz Kralı habercisi Kuzguna ’’Şahinin peşinden git ve haberi vermesini engellemek için diğerlerinden yardım al.’’

Kuzgun hemen Şahinin peşine düştü ve takibe başladı. Tek başına Şahinle baş edemeyeceğini iyi biliyordu. Bunun için diğerlerine haber vermek sesler çıkardı.

Buz Kralı öfkeli bakışlarıyla ’’ Ve gelelim Prenses İklim sana…’’

Prenses İklim ’’Hava ve Kıvılcımı o halde iken orada bırakacak değilim, tabi ki benim yanımda daha güvendeler. Yeti ise çok merhametli olduğu için bize yardım etti.’’

Buz Kralı ’’Yeter artık Prenses İklim bu kadar çok konuştuğun’’ yanındakilere ’’Prenses İklimi hemen esir alın.’’

Prenses İklim ’’Buz Kralı kendine güvenemiyor musun? Bire bir karşılaşma yapalım.’’
Buz Kralı bu sözler karşısında gururuna yediremez ve karşılaşmayı kabul eder.

Çevresindekilere ’’Geri çekilin bu işi bitirmenin vakti geldi.’’ Ve ellerini, kolları iyice soğutup buz halini alması için gücünü kullandı. Buz gücüyle kılıç ve koruyucu kalkan şeklinde buz kütlesi oluşturdu. Gözleri buz mavisi şeklini ve nefesi dondurucu soğuk halini aldı. Kızgınlığı arttıkça gücü de artırıyordu. Etrafında buz soğukluğu dumanı çıkıyordu.

Buz Kralı taraftarları bu durumu ilk kez görüyorlardı. Şaşkınlık içinde desteklerini göstermek için sevinç naraları atıyorlardı.

Prenses İklim bu durum karşısında endişe ve panik duymuyordu.

’’Gökyüzünün ve yeryüzünün tüm gücü adına’’ diyerek çevresinde bir takım değişimler olmaya başladı. Herkes şaşkınlık içinde dört mevsimi yaşamaya başladı.

Prenses İklim dört mevsimin gücünü kendinde toplamıştı. Buz Kralına hitaben konuştu:

’’Buz Kralı seni son kez uyarıyorum. Henüz iş işten geçmeden düzeltebiliriz. Kuzey kutbuna yaptıklarını güney kutbuna yapmana izin veremem. Ayrıca gökyüzü ve yeryüzü güzelliklerle dolu neden bu güzellikleri görmek yerine yok ediyorsun?

Prenses İklime hitaben dedi ki:

’’Güçlü olmak, kazanmak, yeryüzünü kontrol etmek için her şeyi yaparım. Buna engel olamazsın. Soğuğun gerçek gücünü görüyorsun ve biraz sonra da hissedeceksin.
Burada işim bitince annemi ve küçük kızını görmeye gideceğim.’’

Prenses İklim ’’Olacakların sebebi sensin ve kazanamayacaksın!’’

Buz Kralı bu sözlerden sonra Prenses İklime ilk hamleyi kartopu şeklinde buz atarak yapmış oldu. Prenses İklim kartopunu sıcaklık etkisiyle eritti ve hamleye karşılık vermek için yağmur damlalarını Buz Kralının üzerine doğru yağdırdı. Buz Kralı damlalardan etkilenmemek için buzdan bir kubbe yaptı.

Prenses İklim güçlerini sırayla kullanmaya başladı. Buz Kralı yaptığı kubbeyi daha da güçlendirerek kendini savundu.

Derken buz kubbeden soğukluk belirtisi dumanları çıkmaya başladı. Dumanları görünmemek için kullanan Buz Kralı bir elinde buzdan kılıç diğer elinde de buz kalkanı ile Prenses İklime hamle yapmak için iyice yaklaştı. Prenses İklim dumanların arasında kalmıştı ve çevresini göremiyordu.

Derken Buz Kralı kalkanı ile Prenses İklime vurunca sarsıldı ve buzdan kılıcıyla omuzundan yaraladı. Soğuk nefesiyle dondurmaya başladı. Prenses İklim bu ani darbeler karşısında yaralandığı için tepki verememişti.

Buz Kralı kimse yardıma gelemesin diye çevresini buzdan duvarlar yapıp kale gibi engellemeye çalışıyordu. Her iki tarafta bir şey göremiyordu. Neler olduğunu merak ediyorlardı.

Duman dağıldı ve her yer görünür oldu. Prenses İklim tamamen donmuştu ve zor nefes alıyordu. Buz Kralı merhametsiz şekilde kendince gururlu haliyle başında duruyordu.

Buz Kralının tarafı sevinç naralarıyla Prenses İklimin tarafına saldırmaya başladı. Ancak 5’e 4 olan saldırıda Buz Kralının tarafı Prenses İklimin tarafını esir almıştı.

Buz Kralı da Prenses İklimin o halini kazanma hırsıyla izliyordu.

O sırada beklenen Su geldi ancak geç kaldığı için yardım etmesi çok zor görünüyordu. 

Buz Kralı soğukluk gücüyle Suyu dondurdu ve hareketsiz kalmasını sağladı.

Buz Kralı ’’Esirleri etkisiz hale getirin.’’ ’’Güney kutbunda henüz işim bitmedi!’’

Bu sırada Şahin güney kutbunda ki Kışın yanına haber vermek için yoldaydı. Ancak peşinde Kuzgunun olduğunu bilmiyordu. Kuzgun tek başına değildi.

Şahin dinlenmeden uçuyordu. Yorgunluk nedir bilmeden…

Kayalıklara doğru yaklaşıyordu. Bu kayalıklarda yüksek ve dar geçişler vardı. Kuzgun için bir fırsat yeriydi. Bunu değerlendirecekti.

Kuzgun sessiz bir şekilde yaklaştı. Yukarıdan yakından takibe geçmişti. Kayalığın girişini geçince dar yere gelince sert bir şekilde dalış hareketiyle Şahinin kanatlarına hamle yaptı.

Şahin birden sarsıldı ve kanadının birisini kayalığa çarpıp yaralandı. Kuzgun yaralanan 

Şahinin yanına geldi. Ve alaycı halde konuşmaya başladı:

Kuzgun ’’Bu kayalıklar çok tehlikeli değil mi Şahin?’’ ’’Kanadın da yaralanmış ve uçamıyorsun’’

Şahin ’’Kanadım yaralanmış olabilir. Ancak umudumu yaralayamazsın!’’ ’’Beni pusuya düşürmüş olabilirsin. Ancak yolumdan çeviremezsin!’’

Kuzgun ’’Bilmiş gibi böyle konuşmak sana fayda vermez. Haberi ulaştıramayacaksın.’’

Şahin ’’Prenses İklimin bu sefer ki habercisi ben değilim. Ben yolun güvenli olup olmadığını anlamak için öncüyüm. Asıl haberci Atmaca! Ve haberi vermek üzeredir.

Kuzgun ’’Nasıl olur? Atmaca orada bile değildi.’’

Şahin ’’Gizlenme konusunda çok iyidir. Gece gölge nasıl görünmezse Atmaca da öyledir.’’

Kuzgun ’’Demek öyle! Buradan kurtulamayacaksın.’’ Yanında gelen diğerlerini orada beklemek için bıraktı. Ve Buz Kralının yanına doğru uçtu.

Bu arada Şahinin dediği gibi Atmaca haberi vermek üzere Kışın yanına gelmek üzereydi.

Kıvılcım çeşitli eğitimlerle daha iyi savunma şekillerini öğreniyordu. Kış saldırı öğretmiyordu. Çünkü hem zaman yoktu hem de Buz Kralı saldırılarına karşılık vermeye imkân bulamayacaktı.

Kıvılcımın gücünün kaynağı; Güneş ışıklarıyla birlikte kendini iyi hissetmesi önemliydi ve sevgi duygusunun artması gücünü daha da artırıyordu. Annesi Havanın sevgisini hissediyordu. Kışı da sevmeye başlamıştı. Güneş ışıkları pırıl pırıl sımsıcak haliyle yeryüzüne ulaşıyordu.

Uzaklarda gökyüzünde Atmaca görünmeye başladı. Ve haberi vermek için yeryüzüne indi.

Atmaca ’’Sayın Hava, Kıvılcım ve Kış sizlere Prenses İklim den önemli haberler getirdim.’’

’’Buz Kralı sizlerin burada olduğunu öğrendi ve öfkeli bir halde buraya geleceğini söyledi’’

’’Prenses İklim ve yanında varlığını iyilik uğruna feda etmeye hazır olanlar maalesef esir alındılar.’’

Hava ve Kış birbirine baktı ve Kıvılcıma baktılar düşünceli bir halde.

Hava ’’Prenses İklim elinden geleni yapmıştır. Buz Kralı buraya doğru geliyorsa hazırlıklı olmalıyız. Kıvılcım karşılaşmaya hazır mı sence Kış?’’

Kış ’’Sayın Hava kızınız Kıvılcım sadece savunma tekniklerini öğrenebildi. Buz Kralı yola çıkmıştır. Aklımda bir planım var. Sürpriz olacak gelenlere…’’

Kış planını Havaya anlatmaya başladı. Hava kızı Kıvılcımı Kışa emanet etti ve yola çıktı.

Bu sırada Buz Kralı yoldaydı. Ve güney kutbunun içlerine doğru ilerliyordu. Rüzgâr, Fırtına, Tayfun, Tornado (Hortum) ve Kar ile birlikte geliyordu.

Prenses İklim ve arkadaşları yaralı halde esir olmuşlardı ve başlarında Kara bulutlar bekliyordu.

Kıvılcım annesinin gittiğini görünce Kışa ’’Annem nereye gidiyor?’’ dedi.

Kış ’’Merak etme Kıvılcım bize yardım edecek ve her şeyi düzeltebilecek varlıktan yardım istemeye gitti. Umarım en kısa zamanda buraya gelirler’’

Kış daha sonra Atmacaya dönerek ’’Şahine yardım için geri gitmelisin. Başına bir iş gelmiş olmalı yoksa buraya gelirdi.’’ Ve söyleneni yapmak için hemen yola çıktı.

Kıvılcımı yanına çağırdı ve Kış konuşmaya başladı:

’’Sevgili Kıvılcım. Abin yani Buz Kralı senin ve annen için kötü bir niyetle buraya geliyor. Bu durumda seninle önce konuşup moralini bozacak ve daha sonra da saldıracak. Senden onu oyalamanı istiyorum. Saldırılarına karşı sana öğrettiğim savunma tekniklerini kullanmanı istiyorum. Ben yanında olacağım merak etme…’’

Kıvılcım ’’Sevgili Kış sana güveniyorum ve söylediklerini yapacağım’’

Bu sırada uzaklardan gelen ancak görünmeyen bir şeyler vardı. Gelen Buz Kralının ta kendisiydi. Korkutucu ve gösterişli haliyle yaklaşıyordu. Ve Kış hemen ileriye doğru yöneldi ve dedi ki:

Buz Kralı ’’Görüyorum ki tek başına kalmışsın. Bana karşı bir tek sen mi kalmışsın. 
Küçük kız kardeşim Kıvılcım bana öyle bak lütfen ben senin abinin. Bu arada Sevgili annemi de göremiyorum.’’

Kış ’’Buraya iyi niyetle gelmediğini hepimiz biliyoruz. Sevgili Hava burada değil ancak yakında gelir. Kıvılcıma zarar vermene izin vermeyeceğim.’’

Buz Kralı ’’ Demek öyle diyorsun Kış. Senin gibilerle ben uğraşmam. Bunun için seninle özel olarak Kar ilgilenecek. Bende Sevgili kız kardeşim ile ilgileneceğim.’’

Bu sözlerden sonra Kar ileriye atıldı ve Kışın karşına geçti.

Kar ’’Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Seninle özel olarak ilgilenmeyi çok istedim.’’

Kış ’’Evet uzun zaman oldu ve yaptıklarını unutmadım. Bende bu anı bekliyordum. Sen benden bir parçaydın. Ancak bu yolu sen seçtin. Güçlü olma hırsı senin gözlerini kör etti.’’

Kar ’’Sen beni anlamadın ve artık anlayamazsın. Konuşmak yerine gücümü göreceksin!’’

Kış ’’Asıl güç içten gelir ve söz ile kendini gösterir. Savaşmak son çaredir.’’

Kar bu sözlerden sonra hamle yapmak için daha da yaklaştı. Büyük kartopları oluşturmaya başladı. Onlarca büyük kartoplarını Kışın üzerine doğru attı. Kış buna gülümseyerek aynı şekilde büyük kartopları oluşturdu ve diğerlerine doğru attı. Kar sinirlenmişti. Kendini büyük bir hale getirip Kışa yumruk atmak için iyice yaklaştı. Kış bu hamle karşısından Kara doğru yürümeye başladı. Her ikisi de hızlanmıştı yumruklarını hazırlamıştı. Ve derken o beklenen çarpışma oldu. Ortalık bembeyaz toz halini almıştı. Görünmüyorlardı.

Bu sırada Buz Kralı da Kıvılcıma doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı:

’’Sevgili kardeşim görüyorum ki tek başınasın ve annemiz Hava seni bırakıp gitmiş. Seni sevseydi bırakıp gitmezdi. Bak ben geldim yanına…’’

Kıvılcım ’’Sen abim olabilirsin ama sen beni sevmiyorsun. Annem beni bırakıp gitmedi geri gelecek. Sen göründüğün gibi buzdansın ve hiç sevgi hissi yok. Gücün kölesi olmuşsun’’

Buz Kralı sinirlenmeye başladı ’’Boyundan büyük laflar ediyorsun. Böyle konuştuğuna pişman olacaksın!’’ dedi ve Rüzgâr ve Fırtınaya işaret edip Kıvılcımın çevresini sardılar.

Kıvılcım durumdan habersizdi. Rüzgâr ve Fırtına sessizce Buz Kralının işaretini bekliyordu.

Buz Kralı içindeki soğukluğu iyice artırdı. Gözleri buz mavisi oldu. Elleri kolları buz şeklini aldı. Kıvılcıma adım adım yaklaşıyordu. Kıvılcım ise kendini savunmadan başka şansı yoktu. Buzdan okları atmaya başladı. O kadar çoktu ki buzdan oklar sayısı sayılamıyordu. Kıvılcım yetişebildiği kadarını eritti. Ancak birkaç tanesini eritemedi. Sıyrıklar halinde yaralar almıştı. Sıcaklık gücü biraz azalmıştı. Derken Buz Kralı elinde buzdan kılıç ile Kıvılcıma vurmaya geliyordu. Kıvılcım yerden kalkıp birkaç adım geri attı. Ve sesini yükselterek Kış diye bağırdı.

Kış bu sese tepkisiz kalamadı. Bembeyaz toz şeklinde tanelerinin arasından ’’Buradayım geliyorum’’ diye seslendi. Kar ile çarpışmasından yara almadan kurtulmuştu. Kar yarı baygın halde yerdeydi. Kış oradan hemen Kıvılcımın yanına gitmeye başladı.

Buz Kralı hemen Tayfun ve Tornadoya (Hortum) ’’Kışı durdurun ve işini bitirin’’ dedi. 
Onlarda hemen Kışı durdurmak için saldırıda bulunmaya başladılar. 1’e 2 olarak karşılaşma oldu.

Kıvılcım bu durumu görünce Kışın gelemeyeceğini anladı. Buz Kralı hamle yapmak için yanına gelmişti. Fırtına ve Rüzgâr hamle yapıp Kıvılcımı şaşırtmaya başladı. Kıvılcım ne yapacağını bilmez bir halde 3 taraftan çevresi sarılmış ortada kalmıştı. Hamleler devam ediyordu. Buz Kralı buzdan kılıcını gökyüzüne kaldırdı ve tam Kıvılcıma vurmaya hazır iken;

Yeryüzü sarsılmaya başladı ve gökyüzünde anlam verilemeyen olaylar oluyordu.

Ve Buz Kralına hitaben bir ses duyuldu:

’’Yeryüzünde ve gökyüzünde istediğin gibi davranabileceğini mi sandın? Sana verilen hür iradeni iyiye kullanmadın. Kendi hırsının peşinden koştun ve merhametten uzak davrandın. Yeryüzü ve gökyüzü tek bir varlığa değil yaratılan bütün varlıklara aittir. Yaşamın var olduğu canlıların ortak evidir.’’

Kıvılcıma hitaben bir ses duyuldu:

’’Kendini savunman için ve eşit bir karşılaşma olması için sıcaklığın özü olan Ateşin saf gücünü sana veriyoruz.’’

Kıvılcım gökyüzüne yükseldi. Saçlarından ayaklarına kadar ateş şeklini almıştı. Artık daha farklıydı. Saf ateş olmuştu. Kıvılcım yerine Ateş Prensesi demek daha doğruydu.

Buz Kralı bu durumda karşısında karışık duygular içindeydi. Endişeli ve kaybetme hissi vardı.

Ateş Prensesi ve Buz Kralı karşı karşıya gelmişti. Nefesler tutulmuştu. Oradakiler donmuştu adeta ve nasıl bir karşılaşma olacağını merak ediliyordu.

İlk hamleyi Buz Kralı yaptı. Ancak saf ateşe karşı attığı buzların hiçbir etkisi yoktu. Yaklaşmadan eriyorlardı ve buhar olarak gökyüzünde kayboluyordu.

Kıvılcım yani Ateş Prensesi hamle yapmak ve Buz Kralına hak ettiği cezayı vermek üzere çevresini ateş çemberi halinde kapattı. Kaçacak ve gidecek yeri kalmamıştı. İyice yanına yaklaştı.

Ateş Prensesi ’’Gücün sana yardım edemez haldesin. Sana 2 seçenek veriyorum. Senin gibi merhametsiz değilim.’’

Buz Kralı ’’Sen benim küçük kız kardeşimsin. Abini yok mu edeceksin?’’

Ateş Prensesi ’’Şimdi mi anladın kız kardeşin olduğum? Abim gibi davranmadın!’’

Buz Kralı ’’Şu an çok pişmanım. 2 seçeneğin nedir?’’

Ateş Prensesi ’’son pişmanlık fayda etmez’’

’’1. seçeneğin; her şeyi düzeltip iyi biri olarak yaşamaya devam etmek.’’
’’2. seçeneğin; kötü biri olarak yaşamını sonlandırmak’’

Buz Kralı ’’Her şeyi düzeltmeyi kabul ediyorum.’’

Ateş Prensesi bu sözlerden sonra Buz Kralının çevresinde ki ateş çemberini kaldırdı.

Buz Kralı ateş çemberi kaldırılınca kurtulmanın vermiş olduğu hevesle konuşmaya başladı.

Buz Kralı ’’Ne kadar çabuk inanıyorsun’’ kötü bir gülüş ile kahkahalar attı.

’’Beni yenme şansını kaybettin. Ben olsaydım hiç düşünmeden acımazdım’’ Kaçmaya başladı.

Ateş Prensesi ’’Sana verdiğim son şansı da kaybettin. Şimdi hak ettiğini göreceksin.’’

Buz Kralı kaçtığını sanıyordu. Ancak öyle olmadığını anlayacaktı. Yeryüzünden ateşler çıkmaya başladı. Dağlardan lavlar çıkmaya başladı. Gökyüzüne doğru da yükseliyordu.

Ateş Prensesi bu sefer abisine merhamette bulunmayacaktı.

Buz Kralı ’’Kız kardeşim tamam durdur lavları lütfen yapma!’’

Ateş Prensesi ’’Hayır sen buna layık değilsin! Bu senin kıyametin ve bunu yaşayacaksın!’’

Ve lavlar arasında kalan Buz Kralı buhar olup yok oldu. Oradakiler gözlerine inanamamıştı.

Ve Ateş Prensesi lavları durdurdu. Ancak içten içe bir acı duyuyordu.

O sırada annesi Hava geldi. Ve kızının bu haline çok üzüldü ve neler olduğunu sordu. Karşılıklı olarak konuştular. Olan bitine anlattı ve ağlamaya başladı. Ağladıkça ateşin saf gücü azalıyordu. Tekrar eski haline Kıvılcım şeklini almaya başladı.

Esir olan Prenses İklim ve yanındaki arkadaşları da kurtulmuştu. Buz Kralı tarafında olanlar bu olaylar karşısında yaptıklarının hatalı olduğunu anlamışlardı. Atmaca da Şahini kurtarmıştı.

Kısacası; her şey güzel ve olması gereken durumuna dönmüştü.

’’Kötülük kazanacak gibi görünse de iyilik eninde sonunda kazanır.’’
…………………………………………………………………………………………………….

Sevgili okuyucular, heyecanlı bir halde yazımın sonuna geldim.

Daha farklı yazılarla sizlerle tekrar buluşmak ümidiyle…


Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ölmeden Önce Ölmek!

  Merhabalar. Uzun bir zaman oldu yazmayalı ve yayınlamayalı… 2020 yılı itibariyle yaşamımızda yeni durumlar oldu ve yaşandı. Kimi az et...