2 Şubat 2018
Merhabalar sizlere bu yazımda farklı bir anlatım tarzıyla karşınızdayım.
Hikâye tadında bir yazı denemesini okuyacaksınız. Umarım güzel ve hoş bir anlatım olur.
Hayal gücünüzü açık tutun ve zihninizde canlandırın.
………………………………………………………………………………………………………
İnsanlık tarihinin henüz başlamadığı ve yeryüzünün bir kısmında yaşama elverişli olmayan doğa olaylarının yaşandığı, zaman kavramının bile olmadığını düşünün.
Adem (a.s) Ata henüz yeryüzüne inmemişti. (İnsanlığın varoluşu adlı yazımda anlatacağım)
Doğa ana ve Toprak ana (ikiz kız kardeş) derin uykuya dalmış ve her yerde Beyaz bulutlar yerini kara bulutlara (iki kardeş) bırakıyordu.
Rüzgâr ve Fırtına (iki yakın arkadaş) sesleri vardı. Derken yağmur ve kar (iki kardeş) yağmaya başladı.
Güneş ışıkları yeryüzünün bir bölümüne ulaşamıyordu.
Hava (Doğa ananın kızı) iki çocuğu vardı. (Soğuk ve Sıcak iki zıt kardeş) Soğuk her yere hakim olmak istiyordu ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya başlamıştı. Babasını (Ekvator) hiç düşünmeden öldürende ta kendisiydi.
Soğuk şiddetini her geçen an daha da arttırıyordu. Gücünü kontrol edilemez durumlara getirmeye çalışıyordu sanki.
Ağaçlar, börtü böcekler ve diğer canlılar Doğa ana ve Toprak anaya sığınmak zorunda kaldılar.
Su (Toprak ananın kızı) yeryüzünün en nazlı kızı ne yazık ki ovalarda, dağlarda gezemiyordu ve dolaşamıyordu. Onu dondurup hapsetti.
Hava büyük oğlu olan Soğuk tarafındaydı olmak zorundaydı. Küçük kızı Sıcak ise daha bebeklik çağını yaşıyordu.
Soğuk kendini hükümdar ilan etmeye hazırlanıyordu. Çok hırslı ve acımazdı. Kimseyi dinlemiyor başına buyruk davranıyordu. Doğa ana ve Toprak anayı hiç sevmiyordu.
Merhamet duygusundan zerre yoktu.
Soğuk öyle bir hal aldı ki ismini yeryüzünün her yerinde hissedilmesi için Buz Kralı olarak ifade edilmesini istedi. Ve istediği şeye de dönüşmeye başladı.
Küçük kız kardeşi Sıcak her şeyden habersiz derin bir yere kapatılmış ve varlığından rahatsız oluyordu. Onu sevmiyordu haliyle. Annesinin hatırına bir şey demiyordu.
Soğuk yani Buz Kralı her gün bir yerleri soğutup buz haline getiriyordu. Yardımcıları Fırtına ve Rüzgâr sert bir şekilde esip duruyordu. Kar ise son dokunuşlarıyla donduruyordu.
Kuzey kutbu neredeyse Buz Kralının kontrolündeydi. Güney kutbunu da istiyordu.
Ancak o kadar kolay değildi. Güneş oraya ışıklarını ulaştırabiliyordu.
Güney kutbuna Mevsimin (Doğa ananın kızı) kızı prenses İklim hakimdi. Çeşitliliği seven ve adil bir yönetim vardı. İlkbahar dönemi Yaz dönemi Sonbahar ve Kış dönemi yaşanmaktaydı.
Hava küçük kızının orada daha iyi yaşayabileceğini biliyordu. Ancak büyük oğlu tarafında olduğu için şimdilik bir şey demiyordu.
Sıcak her geçen gün biraz daha büyüyordu. Annesi Hava sürekli yanında bulunuyordu. Ancak dışarıya çıkarmıyordu. Ona artık Kıvılcım diye sesleniyordu.
Hava habercisi olan Meltem ile prenses İklim’e haber gönderdi ve durumu anlattı.
Prenses İklim kuzey kutbunda ki bu durumdan memnun değildi. Habersiz yaşayan
Sıcak mutlaka güney kutbuna getirilmeliydi. Aksi takdirde küçük kızın sonu gelecekti.
Güney kutbunun prensesi İklim küçük kızın (Sıcak) yanına gelmesini istiyordu. Bu o kadar kolay olmayacaktı ve bunu biliyordu.
Prenses İklim yardımcıları İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış’tan yardım isteyen prenses İklim durumu anlattı. Onlarda bir hal yolunu (çare bulmaya) çalıştılar.
Ağaçlar, kuşlar, ovalar, dağlar ve hatta yeraltındaki canlılardan yardım istendi. Ancak bu durumdan kesinlikle Buz Kralının haberi olmayacaktı.
Kuzey kutbunda Buz Kralının casusları her yerde idi. Rüzgâr, Fırtına bu durumu yakından takip ediyordu. Kara bulutlardan hiçbir şey gizlenemiyordu.
Kar ise giriş ve çıkış kapılarında göz açtırmıyordu.
Hava küçük kızının (Kıvılcım) akıbetini (durumunu) düşünüyordu. Yakında Buz Kralı Onun (Sıcak) için iyi düşüncelerinin olmayacağını söyleyecekti ve bunu iyi biliyordu.
Buz Kralı küçük kız (Sıcak) için etkisiz olacağı bir yer yaptırıyordu. Çünkü büyüyünce her şeyin farkında olunca neler olacağını iyi biliyordu.
Prenses İklim yardım istediği İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış’ı konuşup neler yapılabileceğini sormak için çağırdı.
İlkbahar tüm zarafetiyle başında ki çiçekten tacıyla geldi. Kuşlar çevresinde uçuyordu.
Yaz tüm sıcaklığıyla, samimiyetiyle, parlayan ışığıyla ve yakışıklı, hoş görüntüsüyle geldi.
Sonbahar sarı-turuncu rengiyle, ıslak ve nemli bakışlarıyla, başında yapraklardan tacıyla geldi.
Kış ise bembeyaz görüntüsüyle, sert ve keskin bakan siyah gözleriyle, elinde ki kartopuyla oynaya oynaya geldi. (soğuk olduğu için pek kimse sevmiyordu)
Prenses İklim her birine ayrı ayrı selamlarını iletti ve fikirlerini sordu.
İlkbahar hoş sesiyle ilk cevap veren oldu. Ve dedi ki:
’’Güneş’in ışıklarıyla birlikte kara bulutları aşmalıyım ki yeryüzüne ancak o zaman eşsiz güzellikler sunabilirim.’’
Yaz konuşmak için müsaade istedi. Ve dedi ki:
’’İlkbahar’ın peşinden destek olarak tüm sıcaklığımla Buz Kralını eritirim, hapsederim ve zarar veremez.’’
Kış ise Yaz’a bakarak şunları söyledi:
’’Sizler hiç soğuk nedir bilir misiniz? Nereden bileceksiniz ki! Soğuğun öldürücü ve dayanılmaz dokunuşları vardır. Bunları yaşamadınız tabi ki! ’’
İlkbahar ve Yaz birbirine baktı ve sonra prenses İklim ile göz göze geldiler.
Kış sessizlik karşısında konuşmasına devam etti.
’’Gitmek istediğiniz yer soğukluktan öte buzlar diyarı olmuş haldedir. Her yerde gözcüler var ve onları aşmakta kolay değil’’
Prenses İklim hiç konuşmayan Sonbahar’a seslendi:
’’Sen ne düşünüyorsun? Bizimle paylaşır mısın?’’ dedi
Sonbahar ıslak ve nemli bakışlarıyla şiir gibi konuşmaya başladı:
’’Duyduklarımdan anlıyorum ki ilk adım nasıl atılacak bilen yok’’
’’Kuzey kutbuna gidip son durumu ve Sıcak ne halde gören yok’’
’’Bizlere oradan yardım edecek ve güvenilecek bir dostta mı yok’’
Orada bulunan herkes bu sözler karşısında birbirlerine baka kaldılar ve gün akşam olmak üzere olduğu için prenses İklim haberci Meltem’e bakarak şu sözleriyle sessizlik bozuldu:
’’ Bu gece herkes düşünsün yarın oturma salonunda toplantı halinde konuşmaya devam edelim’’
Güneş ışıklarının yerine, geceleyin gökyüzünde ışıltısını camlardan içeri yansıtan Ay (Dede) yerini almıştı.
………………………………………………………………………………………………………
Hikâyemin (Buzun Hırslı Yükselişi) şimdilik sonuna geldik. En kısa zamanda devamını sizlerle paylaşmak için heyecanlı ve sevinçliyim.
Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder