14 Eylül 2017 Perşembe

Aile


Merhabalar…

Bugün yazmak istediğim konu; insanın gelişimin ilk başlangıç yeri olan aile hayatını sizlere mümkün olduğunca kelimelerin gücünü kullanarak anlatmaya çalışacağım.

Aile deyince aklınıza neler geliyor ve neler hissediyorsunuz?

Aile; kadın (eş-erkeğin karısı),  erkek (eş-kadının kocası) tabi ki çocuk ve çocukların (evlat edinme durumu da söz konusu olabilir) aynı çatı altında bulunmasıyla oluşan topluluk. Bu genel bir tanımdır.

Aile kavramını biraz daha ayrıntılı inceleyelim.

Çekirdek aile, geniş aile, koruyucu aile, eğitici aile kavramları olarak anlatmam gerekiyor.

Çekirdek aile kavramı;  anne, baba çocuk veya çocukların aynı çatı altında genel yaşam biçimidir.

Geniş aile kavramı; anne, baba, dede, nine, (henüz evlenmemiş kişilerde söz konusudur) çocuk veya çocukların aynı çatı altında genel yaşam biçimidir.

Koruyucu aile kavramı; maddi ve manevi anlamda yardım etmek için çekirdek ailenin bir başka çekirdek aileye olan koruyucu ve yardımsever desteğidir. Aynı çatı altında yaşamazlar hatta mesafe yakın veya uzak olabilir. Ailenin temel ihtiyaçlarının karşılanması durumu ön plandadır.

Eğitici aile kavramı; koruyucu aile kavramına yakın bir durumdur. Maddi ve manevi anlamda yardım etmek amacıyla bir ilişki durumu söz konusudur. Ancak asıl ayırıcı olan kısım, okuma-yazma ve eğitim gören, görmek isteyen aile bireyleri için tüm masrafların karşılanması, hatta şehir dışı- yurt dışı eğitimlerde de destek olmak amacıyla iki aile arasında ki ilişki durumudur.

Benim sizlere asıl anlatmak istediğim kavramlar bunlardan biraz daha farklı aslında…

Küçülen aile, dağılmak üzere olan aile, kaybolmuş aile kavramlarını sizlere üzülerek yazıyorum.

Küçülen aile kavramı; geniş aile veya çekirdek aile yaşantısını devam ettirirken, bazı yaşanan hızlı olaylar neticesinden aile bireylerinden büyük olanlarının (dede, nine, baba, anne) hasta olması ve en acısı kaybetmeleri durumunda ailenin manevi duygusu yoğunlaşmıştır. Aile sayısı hızla azalmış ve eski neşeli günleri bir anı hatıra olmuştur.

Ayrıca büyüyen çocuk veya çocukların kendi ailelerini kurma konusu biraz ertelenmektedir. Çünkü yanında olan büyüğüne sahip çıkmak onu yalnız bırakmamak için evliliği düşünmemektedir. İş hayatına erken yaşta başladığından eğitimi yarım kalmıştır. Hayatın zorluklarını erken omuzlamıştır.

Dağılmak üzere olan aile kavramı; aile bireylerinin birbiriyle olan sevgisi ve saygısı olması gereken durumda değildir maalesef. Anne kendini sadece ev işlerini yapan hizmetçi olarak görmektedir. Baba kendini eve maddi anlamda destek sağlayan, arada bağırıp çağıran kişi olarak görmektedir. Çocuk veya çocuklar ise kendini okula gitmeyi zoraki olarak gördüğünden öğrencilikten bunalmış ve eve gelince anne-babadan azar işiten, ödevini yap, uyu, bu hafta ki harçlığın bu kadar diye v.b. sözlerle gününü tamamlayan bireyler olarak görmektedir.

Sevgi ve saygıdan mahrum yaşayan ilgi ve alakayı artık hissetmeyen çocuk veya çocuklar aynı çatı altında anne-babayı kontrol merkezi olarak hissetmektedir.

Bu çocuklar büyüdüğünden ruhsal olarak sağlıklı değildirler. Çocukluğunu sevgi dolu yaşamadığı için doğru kararlar almakta başarılı olamayabilir.

Evde yaşayan büyükler var olduğunda ise; bu durum onların gözü önünde olunduğunda kimse onları dinlemez. Çünkü yaşlanmış bakıma muhtaç bireyler olarak görünmektedir. Eski zamanda ki gibi sözleri etkileyici (itibar görmemektedirler) olmamaktadır. Ne vahim bir durumdur aslında.

Mecburi olarak aynı çatı altında yaşamaya muhtaç insanlar topluluğu olmuşlardır. Ne yazık ki…

Kaybolmuş aile kavramı; aile bireylerinin birbirinden habersiz olarak yaşama şeklidir. Çocuk veya çocukların evlatlık olarak verilmesi, kaçırılması gibi üzücü durumların yaşanmış olmasıdır.

Çocuklarını arayan anne-babanın üzüntüsünü anlamak için 1 gün bile onların yanında olmak nasıl bir duygudur inanın bilemiyorum. Çünkü denemek için manevi cesaret gerekli olduğunu düşünüyorum.

En acısı da anne ve babanın haberi olmadan evladından ayrı kalmasıdır. Doğum sonrasında çocuğun yaşamadığını söyleyip kandırılmaları ve maddi durumları iyi olan aynı zamanda çocukları olmayan aileye satılmalarını yazarken duygu dolu halde yazmaktayım.

Veya bazı aileler bakamayacağı için bilerek ve isteyerek başka bir aile de yaşamasına izin veriyor.

Günümüzde o kadar çok yaşanıyor ki, artık normalmiş gibi karşılayanlar bile oluyor.

Büyüyünce haberdar olduğunda ilk öğrendiği anı tahmin bile edemem ve bu konuda kelimelerim yetersiz kalır.

Niyetim sizleri ruhsal anlamda boğmak, ağlatmak değildir.

Sahip olduğunuzu düşündüğünüz dede, nine, anne, baba, kardeş ve çocukların kıymetinin zamanında bilinmesini istiyorum.

Zamanın da herkes çocuktu, anne-baba eğer görebildiyse dede, nine büyükleriyle yaşayıp çocukluğunu gerçek anlamda yaşadıysa ne mutlu o çocuğa çok şanslıymış.

Daha sonra büyüğünde gençlik yıllarına gelince hayata daha farklı gözlerle bakmayı öğrendi.

Ancak beklemediği ve istemediği (bazı kayıplar, ayrılıklar) durumlar da oldu tabi ki.

Ve kendisi anne-baba olduğunda ise işler daha da farklı bir duruma dönüştü. Çünkü annesinin ve babasının neler hissettiğini anlamaya başladı. Evlat sahibi olmanın ne demek olduğunu öğrendi.

Sonunda yaşlandı ve artık kendisi için değil çocukları için kaygılanmaya başladı.

Bebeklik, çocukluk dönemi insanoğlunun en güzel ve en hızlı yaşadığı dönemdir.

Gençlik, yetişkin olma dönemi ise hayatı yeni algılama, yaşama uyum sağlama dönemidir. Ancak kıymet bilemediği durumlarda yaşanmaktadır.

Olgunluk ve yaşlanma dönemi ise ağrıların, sancıların, kaygıların en çok artığı ve geçmişini sorguladığı dönemdir.

Son olarak bahsetmek istediğim; her yaşın bir güzelliği olduğunu, her şeyi yaşamanın bir zamanı olduğunu ve aile, arkadaş, eş, dost, akraba, komşu ve doğa olmadan insanın yaşamasının bir anlamı olmadığını anlamanızı istiyorum. Çünkü insan sosyal bir varlıktır.

Bugünlük bu kadar bir sonra ki yazımda buluşmak dileğiyle,


Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ölmeden Önce Ölmek!

  Merhabalar. Uzun bir zaman oldu yazmayalı ve yayınlamayalı… 2020 yılı itibariyle yaşamımızda yeni durumlar oldu ve yaşandı. Kimi az et...