9 Şubat 2018 Cuma

Ateş ve Buz (Kurtuluş Yolu)

Merhabalar.

Hikâye tadında deneme yazımın ikinci bölümünü sizlere paylaştığım için çok heyecanlıyım.
…………………………………………………………………………………………………………..

Sabahın ilk ışıklarıyla kuşlar cıvıldamaya başlamış, börtü böcekler ise kendi hallerinde geziniyorlardı.

İlkbaharın hâkim olduğu zaman dilimi mevcuttu. Arada yağmur kendini hissettiriyordu ve ince ince yağıyordu. Ormanlar, dağlar ve yeşillikler ihtiyacı olduğu suyu alıyordu.

İnsanoğlu (Âdemoğlu) dünya da henüz bulunmadığı için kuzu, keçi, inek, at, kedi ve köpek henüz varlıkları bilinmiyordu.

Yaz kıpır kıpır yerinde duramıyordu. İlkbahar ile adeta oyunlar oynuyordu.

Sonbahar kendi halinde yalnız takılıyordu ve yapraklar ile vakit geçiriyordu.

Kış kendine özel olarak verilen yerde kartoplarıyla hem oynuyor hem de neler yapabileceğini düşünüyordu.

Prenses İklim sabah olunca çevreyi kontrol etmek amacıyla dolaşmaya çıkmıştı.

Hava’nın gönderdiği elçi Meltem ile konuşuyordu. Meltem bildiklerini ve olabileceği durumları anlatmaya devam ediyordu.

Güney kutbu tarafında şimdilik her şey sakin ve yolunda görünüyordu.

Kuzey kutbunda neler oluyordu acaba Buz Kralı neler yapıyordu ve neler planlıyordu?

Buz Kralı, soğuk kavramının son aşaması olan buz diyarında kendine göre yaptırdığı gösterişli devasa kale diyin, şato diyin artık size kalmış…

Yanında olanlar korku içinde saygı gösteriyordu ve söylediklerini hemen yapmaya çalışıyorlardı.

Küçük kardeşi Sıcak hapis şeklinde yaşadığı özel bölümde gözeten ve her daim izleyen Camgöz gardiyanlık yapıyordu.

Hava küçük kızına sarılıp dedi ki:

’’Merak etme küçük Kıvılcımım burada çok kalmayacağız. Güzellik ve huzurun olduğu yerlerde büyüyeceksin.’’

Küçük kız ise Hava’ya bakıp dedi ki:

’’Benim hiç arkadaşım yok ne zaman olacak? Burada sadece sen varsın, neden abim yanıma gelmiyor beni sevmiyor mu hiç?’’

Hava küçük kızı Kıvılcımı bu düşüncelerden uzaklaştırmak için gardiyan Camgöz ile haber gönderdi.

Haberi alan Buz Kralı yanına gelmesini emretti ve gardiyan Camgöz ile birlikte Hava ve küçük Kıvılcım hapis edildiği yerden çıkarılmış oldu.

Hava ile Kıvılcım gardiyan eşliğinden Buz Kralının yanına geldiler.

Kıvılcım masum haliyle abisine sarılmak istedi ancak Buz Kralı o kadar da yakın olmak istemiyordu.

Kıvılcım:

’’Abi beni ve annemi neden yanında istemiyorsun? Yoksa beni hiç sevmiyor musun? Burası ne kadar da değişik bir yer ve kendimi iyi hissetmiyorum’’ dedi ve maalesef o anda bayılıp yere düştü.

Hava hemen küçük kızı kollarına alıp sardı ve ısıtmaya çalıştı ancak pek bir etkisi olmadı. Çünkü bulundukları yer tamamen kristal şeklinde ve aşırı soğuktu.

Buz Kralı küçük kızı ve Hava’yı tekrar hapsettiği yere gönderilmesi emrini verdi.

Hava bu durum karşında daha fazla dayanamadı ve dedi ki:

’’Bu küçük kız senin kardeşin ve senin ilgini, sevgini istiyor. Ben kendimi düşünmüyorum bu küçük Kıvılcımı düşünüyorum sadece. Ve sen oğlum…

’’Neden bu kadar değiştin? Kuzey kutbunda her yeri niçin dondurdun?’’

Buz Kralı cevap verdi:

’’Ben istediğimi yaparım ve kimseye de hesap vermem. Annem olduğun için burada yaşamana izin veriyorum. O küçüğe ise tahammül edemiyorum. İleride bana karşı duracak ve beni düşman olarak görecek ve …’’

Hava sözünü bitirmesine izin vermedi ve konuşmaya başladı

’’Eyvahlar olsun sana ve bu düşüncelerine! Kazanacağın tek şey yalnızlık olacak!’’

Buz Kralı şiddetli bir şekilde bağırarak

’’Alın şu kadını ve çocuğu gözüm görmesin artık!’’

’’Güney kutbuna yarından tezi yok gidiyoruz. Hazırlıklar başlasın.’’

Hava kucağında ki Kıvılcım ile çaresiz bir halde tekrar hapis edildiği yere hüzünlü ve kederli bir şekilde gidiyordu.

Küçük kız saatlerce baygın halde kaldı annesi ise gelecek yardımı bekliyordu. Ve tabi ki güney kutbuna yapılacak saldırıyı da unutmamıştı.

Buz Kralı sağında ve solunda Fırtına ve Rüzgâr, yukarıda kara bulutlar, daha ileri de onlardan önce kar tüm gücüyle yola çıktılar ve güney kutbuna doğru ilerliyorlardı.

Bu durumlar yaşanırken gelin biz güney kutbunda kaldığımız yerden devam edelim ve neler oluyor onlara bakalım.

Güney kutbunda en son her şey yolunda gidiyordu ve sakin bir durum mevcuttu.

Prenses İklimin gözcüleri Beyaz bulutlardan haber alan Şahin geldi ve dedi ki:

’’Sevgili prenses İklim kuzey kutbundan gelen haberler hiç iyi değil. 3 gün sonra buraya ulaşmak üzere geliyorlar.’’

’’Buz Kralı şiddetli bir şekilde hazırlanmış ve bu sefer çok çetin bir karşılaşma olacak’’

Prenses İklim biraz düşündükten sonra dedi ki:

’’Hava ve küçük Kıvılcım hakkında bir bilgi var mı?’’

Herkesin canavar olarak bildiği ancak kötülük yapmayan Yeti (kar canavarı) olan biteni duymuştu. Çünkü Fırtına ve Rüzgârın ona bir etkisi olmuyordu.

Şahin dedi ki:

’’ Yeti’nin (kar canavarı) söylediğine göre Hava ve küçük Kıvılcım iyi değil. Buz Kralı onları hapsettiği yerde daha fazla zor durumda bıraktığını ve küçük kızın baygın olduğunu biliyoruz.’’

’’Oradan kurtarmak için en kısa zamanda bir şeyler yapmalıyız Sevgili prenses İklim’’

Prense İklim Şahin’e hemen hareket etmesini ve Beyaz bulutlara iletmesini ve Yeti ile hemen konuşup yardım istediğimizi söz konusu küçük kızın olduğunu söylemesini emretti.

Şahin hemen oradan ayrıldı ve Meltem ile tekrar İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kışın yanına geldiler.

Toplantı için salona çağrıldılar.

Prenses İklim yanında Meltem ile salonda İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış’ı karşıladılar.

Ve konuşmaya başladı:

’’ Kuzey kutbundan gelen haberlere göre 3 gün içinde Buz Kralı ile bir karşılaşma yaşayacağız. Aynı zamanda Hava ve küçük Kıvılcım’ın durumları da pekiyi değil.’’

’’ Kuzey kutbunda ki Yeti ’den yardım istedim. Cevabı ne olacak göreceğiz.’’

İlkbahar söz istedi ve dedi ki:

’’ Bulunduğumuz bölge de hava şartları bizim lehimize ancak Buz Kralı’nın aleyhine’’

Yaz peşinden hemen ekledi:

’’ Bende İlkbahar’a katılıyorum ve sıcaklığımı biraz hissetmelerini sağlayabilirim’’

’’ Ancak Hava ve Kıvılcım’ın durumları endişe edici’’

Sonbahar söz istedi ve dedi ki:

’’ Rüzgârı uzun zamandır tanırım konuşursam belki olumlu bir etkisi olabilir.’’

Prense İklim cevap bekleyen bakışlarıyla Kış’a baktı

Kış bu durumu anlayıp konuşmaya başladı:

’’ Biliyorum beni herkes soğuk olduğum için sevmez. Ancak bilmiyorlar ki bembeyaz görüntüm sadeliği saflığı temizliği ifade eder.’’

’’ Bu olaylar karşısında bende üzerime düşeni gereğince yapacağım. Buz Kralının yanında olan Kar ile ben ilgilenmek istiyorum.’’

’’ Yeti göründüğü gibi bir canavar değildir. Onun dilinden anlarım.’’

’’ Kimi veya kimleri gönderdiniz Yeti ile konuşmak için? ’’

Prenses İklim ’’ Şahin ile birlikte Beyaz bulutları görevlendirdim’’

Kış bu cevap karşısında ’’ Her ikisi de o bölgede hemen fark edilir ve yaşam şartları olumsuz etkiler.’’

Prenses İklim Kış’a ’’ Bana nasıl haber geldiyse tekrar haber ulaşır’’ ve devam etti:

’’ Hemen hazırlıklar başlasın. İlkbahar ve Yaz sizler Buz Kralının gelişi mümkün olduğunca engellemeye çalışın.’’

’’ Sonbahar ikinci destek kuvvet sensin ve Rüzgâr ile konuş bakalım neler olacak?’’

’’ Kış senin görevin birinci ve ikinci destek kuvvetler aşılırsa son kalemiz sensin’’

Güney kutbunda bunlar olurken bakalım kuzey kutbundan Şahin ve Beyaz bulutlar ne yapıyorlar?

Şahin durumu Beyaz bulutlara anlattı ve prenses İklimin emrini iletti.

Beyaz bulutlar ise Yağmur’a söyledi. Yağmur ise kuzey kutbunda hayatta kalmayı başaran çiçek olan Kardelen’e iletti ve böylece Yeti’ye haber ulaştı.

Yeti, herkesin bildiğinin aksine canavar değildi ve yardım etmek için yola çıktı.

Buz Kralının şato, kale ne derseniz artık oraya geldi. Ancak gardiyan Camgözü görünce biraz geri durdu.

Gardiyanın dikkatini dağıtacak sesler çıkardı. Camgöz sesin ne olduğunu anlamak için dışarıya çıktı. Yeti sessiz bir şekilde Camgözü ayaklarından tuttu ve zorda olsa ters şekilde yukarıya kaldırdı.

Yeti yeri gelince canavar görüntüsünü kullanmayı iyi biliyordu.

Camgözü korkutup uzaklara attı ve hemen Hava ve Kıvılcım’ın bulunduğu yere gitti.

Ancak bir şeyi unutmuştu. Görüntüsünden korkabilirdi. Önce seslendi:

’’Buraya sizi kurtarmak için geldim. Hadi çabuk olun hemen gitmeliyiz’’

Hava üzgün halde kollarında küçük kızla gelen yardıma kayıtsız kalamadı. Ve dedi ki:

’’Siz kimsiniz? Bizi nereden biliyorsunuz? Ben Buz Kralının annesi Hava ve kollarımda baygın halde olan küçük kızım Kıvılcım.’’

Yeti kendini gösterdi ve Hava biraz korktu. Yeti ’’ Korkmayın prenses İklim sizi bekliyor’’ dedi

Hava ’’ Küçük kızıma bu doğa olayları iyi gelmiyor beni endişelendiriyor.’’

Yeti ’’ Merak etmeyin onu koruyacak bir şey yaparım.’’ Ve kardan yumurta şeklinde içi sıcak olan ve dışarıdan etkilenmeyen bir şey yaptı.

Yeti kardan yumurta şekilden yapılanın içine Hava ve kucağında küçük kızıyla yola çıktılar.

Yollar kristal şeklinde düzenlenmiş ve bazı yerlerde kontrol eden gözcüler vardı. Bu yüzden başka yollardan gitmek en güvenlisiydi.

Gardiyan Camgöz kendine gelmişti ve her yere bakılması için gözcülere haber ulaştırmıştı.

Yeti yolları iyi biliyordu ve görünmeden uzun yollar geçti. Ve en sonunda güvende olabilecekleri bir yere gelmişlerdi.

Yeti ’’ Benimle buraya kadar sonrasında ben gelemem’’

Hava ’’ Burası neresi? Nasıl gideceğiz buradan İklimin yanına?

Yeti ’’ Size biraz ileri de ki Beyaz bulutlar yardımcı olacak. Onlar sizi koruyacaklar’’

Hava ’’ Bizi kurtardın bu yaptığını unutmayacağız ve sen çok iyisin’’

Kıvılcım ’’ Güle güle sevimli arkadaşım ’’ Yeti bu sözlere çok sevindi.

Hava küçük kızın kendine geldiğini görünce Kıvılcıma sarıldı ve Beyaz bulutlara seslendi.

’’ Ey güzel ve iyi olan Beyaz bulutlar bizi yukarıya yanınıza alın’’

’’ Küçük kızım size zarar vermez. Ben kucağımda onu tuttuğum sürece bir şey olmaz’’

Beyaz bulutlar ’’ Sevgili Hava siz öyle diyorsanız tamam’’ buluttan merdiven şeklinde yol göründü ve Hava kucağında kızıyla Beyaz bulutların üstünde güney kutbuna doğru yola çıktı.
…………………………………………………………………………………………………………

Hikâyemin (Kurtuluş Yolu) şimdilik sonuna geldik, en kısa zamanda devamını sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.


Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…


2 yorum:

Ölmeden Önce Ölmek!

  Merhabalar. Uzun bir zaman oldu yazmayalı ve yayınlamayalı… 2020 yılı itibariyle yaşamımızda yeni durumlar oldu ve yaşandı. Kimi az et...