Merhabalar.
Hikâye tadında
deneme yazımın ikinci bölümünü sizlere paylaştığım için çok heyecanlıyım.
…………………………………………………………………………………………………………..
Sabahın ilk
ışıklarıyla kuşlar cıvıldamaya başlamış, börtü böcekler ise kendi hallerinde
geziniyorlardı.
İlkbaharın hâkim olduğu zaman dilimi mevcuttu. Arada yağmur
kendini hissettiriyordu ve ince ince yağıyordu. Ormanlar, dağlar ve yeşillikler
ihtiyacı olduğu suyu alıyordu.
İnsanoğlu (Âdemoğlu)
dünya da henüz bulunmadığı için kuzu, keçi, inek, at, kedi ve köpek henüz
varlıkları bilinmiyordu.
Yaz kıpır kıpır yerinde duramıyordu. İlkbahar ile adeta oyunlar oynuyordu.
Sonbahar kendi halinde yalnız takılıyordu ve yapraklar ile
vakit geçiriyordu.
Kış kendine özel olarak verilen yerde kartoplarıyla hem
oynuyor hem de neler yapabileceğini düşünüyordu.
Prenses İklim
sabah olunca çevreyi kontrol etmek amacıyla dolaşmaya çıkmıştı.
Hava’nın gönderdiği
elçi Meltem ile konuşuyordu. Meltem bildiklerini ve olabileceği durumları
anlatmaya devam ediyordu.
Güney kutbu tarafında
şimdilik her şey sakin ve yolunda görünüyordu.
Kuzey kutbunda
neler oluyordu acaba Buz Kralı neler
yapıyordu ve neler planlıyordu?
Buz
Kralı, soğuk kavramının son aşaması olan
buz diyarında kendine göre yaptırdığı gösterişli devasa kale diyin, şato diyin
artık size kalmış…
Yanında olanlar
korku içinde saygı gösteriyordu ve söylediklerini hemen yapmaya çalışıyorlardı.
Küçük kardeşi Sıcak hapis şeklinde yaşadığı özel bölümde gözeten ve
her daim izleyen Camgöz gardiyanlık yapıyordu.
Hava küçük kızına
sarılıp dedi ki:
’’Merak etme küçük Kıvılcımım burada çok kalmayacağız. Güzellik ve
huzurun olduğu yerlerde büyüyeceksin.’’
Küçük kız ise Hava’ya bakıp dedi ki:
’’Benim hiç
arkadaşım yok ne zaman olacak? Burada sadece sen varsın, neden abim yanıma
gelmiyor beni sevmiyor mu hiç?’’
Hava küçük kızı Kıvılcımı bu düşüncelerden uzaklaştırmak için gardiyan Camgöz ile haber gönderdi.
Haberi alan Buz Kralı yanına gelmesini emretti ve gardiyan Camgöz ile birlikte Hava
ve küçük Kıvılcım hapis edildiği yerden
çıkarılmış oldu.
Hava ile Kıvılcım gardiyan eşliğinden Buz
Kralının yanına geldiler.
Kıvılcım masum haliyle abisine sarılmak istedi ancak Buz Kralı o kadar da yakın olmak istemiyordu.
Kıvılcım:
’’Abi beni ve
annemi neden yanında istemiyorsun? Yoksa beni hiç sevmiyor musun? Burası ne
kadar da değişik bir yer ve kendimi iyi hissetmiyorum’’ dedi ve maalesef o anda
bayılıp yere düştü.
Hava hemen küçük kızı
kollarına alıp sardı ve ısıtmaya çalıştı ancak pek bir etkisi olmadı. Çünkü bulundukları
yer tamamen kristal şeklinde ve aşırı soğuktu.
Buz Kralı küçük kızı ve Hava’yı tekrar hapsettiği yere gönderilmesi emrini verdi.
Hava bu durum karşında
daha fazla dayanamadı ve dedi ki:
’’Bu küçük kız
senin kardeşin ve senin ilgini, sevgini istiyor. Ben kendimi düşünmüyorum bu
küçük Kıvılcımı düşünüyorum sadece. Ve sen
oğlum…
’’Neden bu kadar
değiştin? Kuzey kutbunda her yeri niçin dondurdun?’’
Buz
Kralı cevap verdi:
’’Ben istediğimi
yaparım ve kimseye de hesap vermem. Annem olduğun için burada yaşamana izin
veriyorum. O küçüğe ise tahammül edemiyorum. İleride bana karşı duracak ve beni
düşman olarak görecek ve …’’
Hava sözünü bitirmesine
izin vermedi ve konuşmaya başladı
’’Eyvahlar olsun
sana ve bu düşüncelerine! Kazanacağın tek şey yalnızlık olacak!’’
Buz
Kralı şiddetli bir şekilde bağırarak
’’Alın şu kadını ve
çocuğu gözüm görmesin artık!’’
’’Güney kutbuna
yarından tezi yok gidiyoruz. Hazırlıklar başlasın.’’
Hava kucağında ki Kıvılcım ile çaresiz bir halde tekrar hapis edildiği
yere hüzünlü ve kederli bir şekilde gidiyordu.
Küçük kız saatlerce
baygın halde kaldı annesi ise gelecek yardımı bekliyordu. Ve tabi ki güney
kutbuna yapılacak saldırıyı da unutmamıştı.
Buz
Kralı sağında ve solunda Fırtına ve Rüzgâr,
yukarıda kara bulutlar, daha ileri de onlardan önce kar tüm gücüyle yola
çıktılar ve güney kutbuna doğru ilerliyorlardı.
Bu durumlar yaşanırken
gelin biz güney kutbunda kaldığımız yerden devam edelim ve neler oluyor onlara
bakalım.
Güney kutbunda en
son her şey yolunda gidiyordu ve sakin bir durum mevcuttu.
Prenses İklimin
gözcüleri Beyaz bulutlardan haber alan Şahin geldi ve dedi ki:
’’Sevgili prenses İklim kuzey kutbundan
gelen haberler hiç iyi değil. 3 gün sonra buraya ulaşmak üzere geliyorlar.’’
’’Buz Kralı şiddetli bir şekilde hazırlanmış ve bu
sefer çok çetin bir karşılaşma olacak’’
Prenses İklim
biraz düşündükten sonra dedi ki:
’’Hava ve küçük Kıvılcım hakkında bir bilgi var mı?’’
Herkesin canavar
olarak bildiği ancak kötülük yapmayan Yeti
(kar canavarı) olan biteni duymuştu. Çünkü Fırtına ve Rüzgârın ona bir etkisi
olmuyordu.
Şahin dedi ki:
’’ Yeti’nin (kar canavarı) söylediğine göre Hava ve küçük Kıvılcım iyi değil. Buz
Kralı onları hapsettiği yerde daha fazla zor durumda bıraktığını ve
küçük kızın baygın olduğunu biliyoruz.’’
’’Oradan kurtarmak
için en kısa zamanda bir şeyler yapmalıyız Sevgili prenses İklim’’
Prense İklim Şahin’e hemen hareket etmesini ve Beyaz bulutlara iletmesini ve Yeti ile hemen konuşup yardım istediğimizi söz
konusu küçük kızın olduğunu söylemesini emretti.
Şahin hemen oradan ayrıldı ve Meltem
ile tekrar İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kışın
yanına geldiler.
Toplantı için
salona çağrıldılar.
Prenses İklim
yanında Meltem ile salonda İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış’ı
karşıladılar.
Ve konuşmaya
başladı:
’’ Kuzey kutbundan
gelen haberlere göre 3 gün içinde Buz Kralı
ile bir karşılaşma yaşayacağız. Aynı zamanda Hava ve küçük Kıvılcım’ın
durumları da pekiyi değil.’’
’’ Kuzey kutbunda
ki Yeti ’den yardım istedim. Cevabı ne
olacak göreceğiz.’’
İlkbahar söz istedi ve dedi ki:
’’ Bulunduğumuz
bölge de hava şartları bizim lehimize ancak Buz
Kralı’nın aleyhine’’
Yaz peşinden hemen ekledi:
’’ Bende İlkbahar’a katılıyorum ve sıcaklığımı biraz
hissetmelerini sağlayabilirim’’
’’ Ancak Hava ve Kıvılcım’ın durumları endişe edici’’
Sonbahar söz istedi ve dedi ki:
’’ Rüzgârı uzun
zamandır tanırım konuşursam belki olumlu bir etkisi olabilir.’’
Prense İklim
cevap bekleyen bakışlarıyla Kış’a baktı
Kış bu durumu anlayıp konuşmaya başladı:
’’ Biliyorum beni
herkes soğuk olduğum için sevmez. Ancak bilmiyorlar ki bembeyaz görüntüm
sadeliği saflığı temizliği ifade eder.’’
’’ Bu olaylar
karşısında bende üzerime düşeni gereğince yapacağım. Buz
Kralının yanında olan Kar ile ben ilgilenmek istiyorum.’’
’’ Yeti göründüğü gibi bir canavar değildir. Onun
dilinden anlarım.’’
’’ Kimi veya
kimleri gönderdiniz Yeti ile konuşmak için?
’’
Prenses İklim ’’ Şahin ile birlikte Beyaz
bulutları görevlendirdim’’
Kış bu cevap karşısında ’’ Her ikisi de o bölgede hemen
fark edilir ve yaşam şartları olumsuz etkiler.’’
Prenses İklim Kış’a ’’ Bana nasıl haber geldiyse tekrar haber
ulaşır’’ ve devam etti:
’’ Hemen hazırlıklar
başlasın. İlkbahar ve Yaz sizler Buz Kralının
gelişi mümkün olduğunca engellemeye çalışın.’’
’’ Sonbahar ikinci destek kuvvet sensin ve Rüzgâr ile
konuş bakalım neler olacak?’’
’’ Kış senin görevin birinci ve ikinci destek
kuvvetler aşılırsa son kalemiz sensin’’
Güney kutbunda
bunlar olurken bakalım kuzey kutbundan Şahin
ve Beyaz bulutlar ne yapıyorlar?
Şahin durumu Beyaz bulutlara
anlattı ve prenses İklimin
emrini iletti.
Beyaz
bulutlar ise Yağmur’a söyledi. Yağmur
ise kuzey kutbunda hayatta kalmayı başaran çiçek olan Kardelen’e
iletti ve böylece Yeti’ye haber ulaştı.
Yeti, herkesin bildiğinin aksine canavar değildi ve yardım
etmek için yola çıktı.
Buz
Kralının şato, kale ne derseniz artık
oraya geldi. Ancak gardiyan Camgözü görünce biraz geri durdu.
Gardiyanın
dikkatini dağıtacak sesler çıkardı. Camgöz sesin ne olduğunu anlamak için
dışarıya çıktı. Yeti sessiz bir şekilde Camgözü ayaklarından tuttu ve zorda olsa ters şekilde yukarıya kaldırdı.
Yeti yeri gelince canavar görüntüsünü kullanmayı iyi
biliyordu.
Camgözü korkutup
uzaklara attı ve hemen Hava
ve Kıvılcım’ın bulunduğu yere gitti.
Ancak bir şeyi
unutmuştu. Görüntüsünden korkabilirdi. Önce seslendi:
’’Buraya sizi
kurtarmak için geldim. Hadi çabuk olun hemen gitmeliyiz’’
Hava üzgün halde
kollarında küçük kızla gelen yardıma kayıtsız kalamadı. Ve dedi ki:
’’Siz kimsiniz?
Bizi nereden biliyorsunuz? Ben Buz Kralının
annesi Hava ve
kollarımda baygın halde olan küçük kızım Kıvılcım.’’
Yeti kendini gösterdi ve Hava biraz korktu. Yeti
’’ Korkmayın prenses İklim
sizi bekliyor’’ dedi
Hava ’’ Küçük kızıma bu
doğa olayları iyi gelmiyor beni endişelendiriyor.’’
Yeti ’’ Merak etmeyin onu koruyacak bir şey yaparım.’’ Ve
kardan yumurta şeklinde içi sıcak olan ve dışarıdan etkilenmeyen bir şey yaptı.
Yeti kardan yumurta şekilden yapılanın içine Hava ve kucağında küçük
kızıyla yola çıktılar.
Yollar kristal
şeklinde düzenlenmiş ve bazı yerlerde kontrol eden gözcüler vardı. Bu yüzden
başka yollardan gitmek en güvenlisiydi.
Gardiyan Camgöz kendine gelmişti ve her yere bakılması için gözcülere haber ulaştırmıştı.
Yeti yolları iyi biliyordu ve görünmeden uzun yollar geçti.
Ve en sonunda güvende olabilecekleri bir yere gelmişlerdi.
Yeti ’’ Benimle buraya kadar sonrasında ben gelemem’’
Hava ’’ Burası neresi?
Nasıl gideceğiz buradan İklimin yanına?
Yeti ’’ Size biraz ileri de ki Beyaz
bulutlar yardımcı olacak. Onlar sizi koruyacaklar’’
Hava ’’ Bizi kurtardın bu
yaptığını unutmayacağız ve sen çok iyisin’’
Kıvılcım ’’ Güle
güle sevimli arkadaşım ’’ Yeti bu sözlere
çok sevindi.
Hava küçük kızın
kendine geldiğini görünce Kıvılcıma sarıldı ve Beyaz bulutlara seslendi.
’’ Ey güzel ve iyi
olan Beyaz bulutlar bizi yukarıya yanınıza
alın’’
’’ Küçük kızım size
zarar vermez. Ben kucağımda onu tuttuğum sürece bir şey olmaz’’
Beyaz
bulutlar ’’ Sevgili Hava siz öyle diyorsanız
tamam’’ buluttan merdiven şeklinde yol göründü ve Hava kucağında kızıyla Beyaz
bulutların üstünde güney kutbuna doğru yola çıktı.
…………………………………………………………………………………………………………
Hikâyemin (Kurtuluş Yolu) şimdilik sonuna geldik, en kısa
zamanda devamını sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Sağlık, sıhhat dolu
ve başarılı bir hayat yaşamınız dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…
Yeni bölüm ne zaman gelir?
YanıtlaSilÖğlen yayınlayacak ilgin için teşekkürler.
Sil