Merhabalar Sevgili okuyucular.
Bugün sizlere toprak, ateş, su, hava hakkında bilinen ve
bilinmeyen yönlerini anlatmaya çalışacağım.
Su; dünya üzerinde ki mucizevi bir maddedir. Kimyasal
formülü H2O (2 hidrojen + 1 oksijen atomu) olarak yazılır.
Su; renksiz, kokusuz ve tatsızdır. Dünya yüzeyinin % 71’i su
olup geri kalanı ise karalardan oluşur.
Su; 0 ile 100 derece arasında sıvı haldedir. 0’ın altında
buz halinde yani donmuş haldedir. 100 derece üzerinde ise gaz halinde bulunur.
Her deniz suyunun tuz oranı aynı değildir. Okyanusların tuzluluk
oranı ortalama % 3.5
İçeriğinde bulunan mineral tuzlar, çeşitli elementler, amino
asitler barındıran deniz suyu en doğal tedavi yöntemlerinden biridir.
Egzama, sedef, rosacea gibi deri hastalıklarında ve cilt bozukluklarında
faydalıdır. Ayrıca alerjilerin yol açtığı lekelerden, tahrişlerden, isilikten
yaralardan kurtulmanıza yardımcı olur.
Saç derisindeki ölü hücrelerin yok edilmesinde etkilidir ve
kepek sorunu yaşayanlar için faydalıdır. Ayrıca saçlarda ki yağ dengesinin
ayarlanmasında olumlu etkileri vardır.
Denizde yüzmek kanda ki oksijen miktarının artmasına ve
bağışıklık sisteminin güçlenmesiyle beraber enfeksiyon ve parazitlere karşı
dirençli hale gelirsiniz.
Deniz suyunun ph değeri 7.5 ile 8.4 arasındadır.
Temiz ve arındırılmış denizde vakit geçirmek rahatlatıcı bir
etki oluşturur ve mutluluk, huzur verir. Tatilde kendinizi iyi hissetmeniz bu
nedenledir.
Yağmur suyu; suyun en saf hali olma özelliğini taşımaktadır.
Ancak içme suyu olarak insan vücuduna etkisi değişmektedir.
Yağmur suyu içinde barındırdığı vitamin ve mineraller
bakımından toprak ve bitkiler için, doğada ki canlıların yaşam kaynağıdır.
Doğada ki canlıların saf su değil, mineralli ve vitaminli
suyu içmesi gerekir.
Suyun ph değeri 1’den 14 kadar ölçülür. Ph 7 değerinde
olduğunda su nötrdür. Yani hidrojen ve hidroksil iyon düzeyi eşittir.
Eğer ph 7 derecenin üzerinde çıkarsa bazik, ph 7’den düşük
olursa asidik (asitli) özellik taşımaya başlar. Hidrojen iyonları arttığında ph
değeri yükselir ve su alkali hale gelir.
İnsanoğlu için; içme suyunun 7.5 üstü civarı vücuttaki ph
dengelenmesi için önemlidir.
Hava; tüm canlıların yaşaması için hayati öneme sahiptir.
Atmosfer (dünya yı saran gaz kütle) hava tabakasının
kalınlığı 150 km ve bunun sadece 5 km alanında canlıların yaşamasına
elverişlidir.
Hava; içinde ki değişik gazlar (oksijen, azot, karbondiosit
vs), su buharı ve partiküller (toz, polen, tüy vs) ile atmosferi dolduran
renksiz ve kokusuz gazdır.
Her nefes alışımızda akciğerlerimize 0.5 litre temiz hava
doldururuz. Günlük ortalama olarak 12.000 litre hava tüketiriz. 1 litre hava
1.29 gram olduğundan 15 kilogramdan fazla hava kullanmış oluyoruz.
Toprak; kayaların ve organik maddelerden meydana gelen,
içinde geniş canlılar topluluğu barındıran, bitkilere durak ve besin kaynağı
olan doğal dinamik bir yapıdır.
Dünyamızda ki toprağın ancak 1/10 üretim yapılabilmektedir.
Türkiye’de ki arazinin yaklaşık %36 işlenmekte, %28 çayır ve
mera, %30 fundalık olup geriye kalan bölümü arazi için kullanılmaktadır. Ekilebilir
arazinin ancak %11 sulanabilmektedir.
Ateş ise; yakıcı bir yapısı vardır ve kontrol edilemezse
felakete sebep olur.
Ancak ben size
toprağın ve ateşin insanoğlu yaratılışında birbirleriyle konuşmalarını yazmak
istiyorum. (Kaynak kitaptan olduğu gibi yazıyorum)
Ateş ‘’ Ey toprak, benim parlak yaratılışım ve ışıklı
görünüşüm vardır. Geceleri âlemleri gündüz gibi ederim. Bir mumun ucunda
karanlığı gideririm. Kılıcımı çekersem kuru ot askerlerini yakar kül ederim.
Hakkın tecellisine lâyıkım ve doğru yolun önderiyim.’’
Toprak ‘’ Ey ateş, senin işin gücün daima kendini övüp
göklere çıkarmaktır. Benim ise büyüklük tâcını hâkirlik toprağına bırakmaktır.
Alçak gönüllü olmaktır. Ne kadar delilin ve yüksek alâmetin var ise durma söyle.’’
Ateş ‘’ Ey toprak, sabah ve akşam kadınların mücevheri
benim. Allah’ın varlığının şahidi benim. İntikam yeriyim. Nice yıllar sıkıntı
ocağında yandım ve yakıldım.’’
Toprak ‘’ Ey ateş, çok böbürlendim ve büyüklük tasladın.
Kendi başınla oynarsın. Büyüklüğün alçak gönüllülükte olduğunu bilmezsin.
Halkın yükünü çekerim. Gök definesinin hazineleri bendedir. İnsanların ibadet
için yöneldiği Kâbe bendedir. Gölleri ve denizleri tutarım.’’
Ateş ‘’ Ben kendimi yükselttikçe sen kendini alçaltıyorsun.
Lakin bir sen söyle bir ben söyleyeyim. Ey toprak, ben nur gibi parlıyorum,
senin neyin var? ‘’
Toprak ‘’ benim gönül geçen, ciğer yakan yüzüm vardır.’’
Ateş ‘’ Ben yanınca
yükseklere çıkarım.’’
Toprak ‘’ Ben sırtımda yük çekerim.’’
Ateş ‘’ Ben geceyi gündüz gibi ederim.’’
Toprak ’’ Ben basit bir yeri güzel çiçeklerle süslerim.’’
Ateş ’’ Ben cevherin mihengiyim. (halisini bozuğundan
ayırırım)’’
Toprak ’’ Ben de defineler ve hazineler sarayıyım.’’
Ateş ’’ Sert taşlardan cevheri kolaylıkla çıkarırım.’’
Toprak ’’ Ben ayıpları ve kusurları örterim. Kara zeminden
çeşit çeşit renklerde ve türlü türlü kokularda çiçekler çıkarırım.’’ Ve
sözlerine devam etti.
‘’Allah’ın halifesi Adem’in (a.s) maddesiyim. Allah’ın
sevgili kulu Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) kabrinin maddesiyim. Münâcaat
edenlerin mihrabıyım. İnsan ehlinin secdegâhıyım. Faziletlerim çok, üstün
niteliklerim sayısızdır. Lakin beni mecbur etmeseydin ve Allah’ın emri
olmasaydı bunları da söylemezdim. Çünkü bana yakışan alçak gönüllü olmaktır ve
susmaktır.’’
Bugün ki yazımı okurken sizlere bilgi açısından faydalı ve
pek bilinmeyen bilgiler verdiğimi düşünüyorum. Bir sonra ki yazımda buluşmak
ümidiyle.
Sağlık, sıhhat dolu ve başarılı bir hayat yaşamınız
dileğiyle sevgi ve saygılarımla hoşçakalın…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilGüzel olmuş abim yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim yeğenim nacizane elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum.
YanıtlaSil